Türkiye´nin en uzun ömürlü mizah dergilerinden olan Akbaba, 1922 yılında Yusuf Ziya Ortaç ve Orhan Seyfi Orhon tarafından kurulmuş ve kesintilerle birlikte 1977´ye kadar yayın hayatını sürdürmüştür. Zaman içerisinde de toplumun yoksul kesiminin dergisi olarak geniş bir okuyucu kitlesine ulaşmıştır.
Kapak görseli yazısı: "DÜNYAYA SIĞAMAYANLAR -İsmet Paşa: Görüyor musun Paşam, dünyanın üzerinde hora tepiyorlar, sonra da bize sulhü çok görüyorlar. -Mustafa Kemal Paşa: Bırak tepsinler, bir de dünya tersine dönerse hora tepmek nasıl olur görürler."
"Canım anneciğim, ben çarşambaya telefonla ararım. Tatlı yanaklarından öperim canım anneciğim." ifadeleriyle sonlanan mektup, Erol Sabancı'nın annesine hitaben tafsilatlı bir şekilde kaleme aldığı günlük rutinlerini ihtiva etmektedir.
Ön yüzünde Kazım [Sevüktekin] Paşa´nın Afyonkarahisar Dumlupınar Meydan Muharebesi´nde gösterdiği başarılar münasebetiyle Başkumandan Mustafa Kemal´in kaleme aldığı tebrik ve terfi mektubunun tıpkı basımı ve arka yüzünde Cumhuriyet Halk Fırkası tarafından Diyarbakır mebusu seçildiğini bildirir Saffet Arıkan tarafından kaleme alınmış tebrik mektubunun tıpkı basımı yer almaktadır.
Islak imzalı mektubuna, Raif Bey´den kendisine gelecek mektupların varış adresini koordine etmesini rica ederek başlayan Türkeş, mektubun devamında memleketin siyasi karmaşıklığını ifade eden şu gelişmeleri bildirmiştir: "Memleketten gelen haberler hiç ümit verici değil. İnönü, A.P.lileri Ordu vasıtasıyle korkutarak memleketin muhtaç olduğu acele hamleleri bir kenara atmak ve şahsi hırsları tatmin yolunu tutmuştur. Fakat Millet artık gözünü iyice açtı sanıyorum. Bunları hazzetmiyeceği muhakkaktır." 12 Eylül 1961 tarihli mektup sureti, "Muhterem Selim Beyefendi" hitabıyla başlamaktadır. Mektupta, sabık iktidar mensuplarının infaz cezalarının hafifletilmesi ve ihtilalin ilk günlerinde kararlaştırıldığı gibi İsviçre´ye gönderilmeleri tavsiye edilmiş; aksi takdirde memleketin iç huzursuzluğunun artacağına dikkat çekilmiştir. "Kutlama" başlıklı metin ise, Türkeş´in "Ak İhtilal" olarak nitelendirdiği 27 Mayıs İhtilali´nin birinci yıldönümü vesilesiyle kaleme alınmış; ana hatlarıyla ihtilalin gerek ve yararları ifade edilmiştir.
Tasavvuf terimi olarak tefviz kulun bütün işlerini tam bir teslimiyet ve tevekkülle Allah’a havale etmesini anlatır. Aynı kökten türeyen bir fiil Mü’min sûresinde (40/44) bu anlamda kullanılmıştır. Erzurumlu İbrâhim Hakkı’nın meşhur “Tefvîzname”si bu mahiyetteki duyguların dile getirildiği meşhur bir şiirdir.