Ömer Faruk Efendi, son Osmanlı halifesi Abdülmecid Efendi'nin oğludur. Son Osmanlı padişahı Vahideddin'in ise damadıdır. 1920-1924 yılları arasında Fenerbahçe Spor Kulübü'nün başkanlığını yapmıştır. 4 Mart 1924 tarihinde TBMM'nin kabul ettiği "Hilafetin kaldırılması ve Osmanlı Hanedanı'nın sınır dışı edilmesi" kanunu gereğince başta babası Abdülmecid Efendi olmak üzere tüm aile üyeleriyle birlikte yurt dışına sürgün edilmiştir. 28 Mart 1969 tarihinde Kahire'de vefat etmiştir. Ancak ölümünden 5 yıl sonra Osmanlı Hanedanı'nın üyesi olan erkeklerinin ülkeye dönmelerine izin verildi. Yıllar sonra hükûmetin "sessizce defnedilmesi şartıyla" verdiği özel bir izinle, Ömer Faruk Efendi'nin naaşı Türkiye'ye getirildi ve 10 Mart 1977'de Cağaloğlu'ndaki II. Mahmud Türbesi'ne defnedilmiştir.
15 Haziran 1944, Muhterem Beyefendi, Dün bahsettiğim kitabın ismi "Cunis?"dir; müellifinin ismi "Dr. Louis Frank"dır. Tab' tarihi 1849'dur; Paris'de basılmışdır. Bu eserin 176'ncı sahifesinin birinci sütununda Barbaros namına basılmış bir madalya resmi vardır: bunun bir yüzünde merhumun güzel bir resmi ve resmin kenarında da Latin harfleriyle "Barbarossa" kelimesi yazılıdır; öteki yüzünde de Arab harfleriyle:
"Hayreddin, Şah-ı Cezayir, Sultan-ı Tunus" ibaresi vardır...
"İstanbul 31 Mart vaka-i irtihaiyesinde köprü başında Abdülhamid'in zalim askerlerine karşı durub din ve millet yolunda feda-yı can eden Yüzbaşı İlyas Bey'in vatan kardeşlerine yadigârıdır"
İkinci Yeni´ye sonradan katılan bir şair olmasına karşın, bu akımın önde gelen şairleri arasına giren Ülkü Tamer´den (1937 - 2018), Varlık dergisi ve Varlık Yayınları kurucusu Yaşar Nabi Nayır´a: "Sayın Yaşar Nabi Bey, Epeydir İstanbul´da değildim. Son derece önemli bazı ailevi ve maddi meseleleri halletmek için Gaziantep´e, oradan da Ankara´ya geçmiştim. Gelince iki mektubunuzu birden aldım. Ne kadar utandığımı anlatamam..." / Üç sayfa yan yana çerçeveli (Çerçeve boyutları: 70 X 38 cm)...
Hilmi Yavuz (D. 1936); felsefeci, eğitimci, yazar ve özellikle de şair kimliğiyle, çağdaş Türk edebiyatının önemli adlarından biridir. Kimi yazılarında “İrfan Külyutmaz” takma adını kullanmıştır.