Mehmet Rauf, Yusuf Ziya, Halide Edip, Şinasi, Namık Kemal, Abdülhak Hamit, Sami Paşazade Sezai gibi önemli şair ve edebiyatçılarımza dair bilgiler yer almaktadır.
Hasan Ali Yücel´in (1897 - 1961) Maarif Vekili, Tevfik Sağlam´ın (1882 - 1963) Üniversite Rektörü olarak imzaladığı, Hasan Göker´e ait, 1945 tarihli, Hukuk Fakültesi Lisans diploması…
Paspartu üzerinde Osmanlıca, "Karesi Mutasarrıfı Mehmed Ali Ayni" yazılıdır.
Çeşitli illerde mutasarrıflık ve valilik yapan Mehmed Ali Ayni, başarılı memuriyet hayatı yanında yazdığı ve tercüme ettiği kitaplar, açtırdığı okullarla ilim ve kültürün ülkenin en uzak köşelerine kadar yayılmasında da katkı sahibi olmuştur.
Bu çalışma 1945-46 eğitim dönemi Samsun Lisesi´nde resim öğretmenliği yapan ressam Hasan Kavruk hocanın terekesinden çıkmıştır. Hasan Kavruk, İbrahim Çallı ve Mahmut Cüda ile Türk Ressamlar Cemiyeti´ni kurmuş, 1966´da Yılın Ressamı seçilmiş önemli ressamlarımızdandır.
Hasan hocanın, talebeleri resime alıştırmak için verdiği ödevlerden oluşan bu çalışmada Halil İyigün´e ait 21 adet çizimi bulunmaktadır.
Halil İyigün, Samsun halk dilinde söylenen bilmecelerin cevaplarını çizdiği resimlerle vermiştir.
Mektup, "Günahkâr bir padişahla bî-şiar vezirinin kütle-i mücahidîni asi rüesa-yı muhteremesini bâgi ilan etdikleri muzlim günlerde Avrupa´da mücahedeye atılan yegâne Türk Sefiri sıfatıyla vaki mesai-i naçizanem Ferid Paşa tarafından tard-ı hükümet ve zemamdarân-ı milliyemizce Mudanya Mütarekesine kadar takdirat-ı mütevaliyeye layık görülmüş iken akıl erdiremediğim bir sırra mebni on sekiz aydır müracaat-ı mükerrerem cevabsız kaldığı halde adaletin tecellisine sabr-ı tevekkül ile müterakkib ... vazifemi ifada berdevam idim..." şeklinde başlamaktadır.
Ufak bir yırtığı, bantla ustaca olmayan şekilde tamir görmüştür.
Ahmet Soysal´ın, askerlikte zamanını nasıl geçirdiğini kaleme döktüğü mektup, "Şimdilik Yazı Bürosundayım, daktilo filan yazıyorum, hesap yapıyorum. 15, 20 gündür daha rahatım. Sevdiğim bir kalemle yazıyorum, ince uçlu, Amasya´dan aldım, ve nedense küçük yazıyorum." (...) "Satranç oynuyorum (gitgide daha kötü, ya da delice, bir saçma açılış üstünde çok durdum dün gece)." ifadelerini içermektedir.
Hüsrev Gerede tarafından, "T.C. Berlin Büyük Elçiliği (Hususi)" antetli kâğıda kaleme alınan sitemkar mektup, şu ifadeleri içermektedir: "...Sonu meçhul bu müdhiş harbın üçüncü günü işe başlayarak Berlin de Türkiyenin şeref ve menafiini muhafaza ve teminde artan bir muvaffakiyetle çalışmış; bugün Almanya da herkesin sempati ve hürmetini kazanmış ve bilhassa Reisi Cumhur Hz.lerinin teveccüh ve itimatlarına mazhar, yakın dostu bir ambasadör olarak buraya gönderildiği bilinen aciz şahsımın böyle bir zamanda, böyle bir tarzda geri alınmasının Alman ricali devleti ve efkarı umumiyesi üzerinde ne tesir yapacağını, bunun her muhitte ne kötü tefsirata yol açacağını söylemeği fazla bulurum..."
Mektuplardan bazı cümleler:
"...Hocam Hacı Kamil Efendi Hazretlerine, diğer hocam Hulusi Efendi Hazretlerine selam edip ellerinden öperim. Safvet Efendi´ye selam ederim. Diğer hattat arkadaşlarımızın kaffesine selam ederim...", "Üstad-ı Ekrem Hacı Kamil Efendi Hazretleriyle Hulusi Efendi Hazretlerine arz-ı güldeste-i tahiyyât eylerim. Safvet Efendi pederimize hassaten selam ederim. Hattât-ı kiramdan Halil Efendi´ye, Halim Efendi´ye, Şevket Efendi´ye..."