Ön kısmında "Abdülbaki Gölpınarlı´nın yadigârıdır: Selamullah, Ahalallah, Bereketühü..." yazısı yer alan kartın arka yüzünde yine Abdülbaki Gölpınarlı tarafından el yazısıyla kaleme alınmış Farsça bir şiir ve yazarın imzası yer almaktadır.
Dilekçede, Ermeni eylemci grubun Beyoğlu ve civarında giriştiği eylem sonucunda derdest edildiğinden bahsedilmiş ancak tekrar toplanan grubun Bank-ı Osmani ve Divan-ı Umumiye karşı bir eylem planladıkları haber verilerek, gerekli önlemlerin alınması talep edilmiştir. Karekin Pastırmacıyan tarafından tasarlanan ve amacı Avrupalı büyük devletlerin 1894-96 yılları arasında cereyan eden Hamidiye olaylarına dikkatini çekmek olan baskın, bankayı işgal edenler ile bankayı kuşatan zabitler arasında yaşanan çatışmalar sonucu tarihe kanlı bir sayfa olarak geçmişti.
"Limancı Hamdi" olarak da bilinen Ahmet Hamdi Başar, Şuküfe Nihal'in eşidir. Kartvizit üzerindeki "İstanbul Mebusu" sıfatı karalanmış ve el yazısıyla görüşme notu ve irtibat numarası kaleme alınmıştır.
Server Karaköse adına "T.B.M.M. Başkanlığı Özel" antetli kâğıda yazılan teşekkür mektubu şu ifadeleri içermektedir: "Büyük Millet Meclisi Başkanlığına seçilmem münasebetile, tebrikinize teşekkür ederim."
Hüsrev Gerede, Ağrı ayaklanması sebebiyle İran ile yaşanan sınır problemini çözmek üzere 1930 senesinde Tahran Büyükelçisi olarak atanmış ve bu sorunu 1931 senesinde çözebilmiştir. 1933 senesinde İran Şahı Rıza Pehlevi´yi ülkeye davet etmiştir. Şah ile birlikte yurda seyahat eden Hüsrev Gerede, Şah henüz İstanbul´dayken istifaya davet edilmiştir. Bu istifadan çok rahatsız olduğunu mektubun sonuna sonradan kaleme aldığı notla dile getirmiştir. Kendisinin Ağrı meselesinde gösterdiği başarıya istinaden, İran Şahı ile birlikte İran´a döndükten sonra taltif edilerek tayin edilmesi gerektiğini düşünen Hüsrev Gerede, İstanbul´da istifaya zorlanmasını "Dünyanın hiç bir yerinde bu derece ahlaksızca, alçakça hizmet etmiş muvaffak olmuş bir sefirin istifaya davet edilmesi görülmemiştir..." sözleriyle başladığı notunda alçakça ve ahlaksızca olarak değerlendirmiştir.
Metnin en üstünde Sadrazam Boşnak Derviş Mehmed Paşa'nın, Anadolu Kazskeri'nin ve Rumeli Kazaskeri'nin tasdik yazıları ve mühürleri bulunmaktadır. Metnin başında tahrirli altın yazı ile Sultan I. Ahmed'in adı yazılıdır. Emirnamede, Fatma Sultan'a inşa edilecek konağın odaları, odaların büyüklüğü, inşa edileceği mahal açıklanmıştır. Ancak satışa sunduğumuz evrakın alt metni biraz daha ilginçtir.
Osmanlı Sarayı, Harem'deki kadınlar arasındaki egemenlik mücadelesine neredeyse her dönemde tanıklık edilen bir yer olmuştur, ancak bu mücadelenin en dikkat çekici figürlerinden biri şüphesiz Kösem Sultan’dır. Fatma Sultan, Sultan I. Ahmed’in ilk eşi olarak sarayda büyük bir etkiye sahipti, ancak Kösem Sultan’ın yükselişiyle birlikte saraydaki yerini yavaşça kaybetmiştir. Emirnamenin kaleme alındığı tarihin, Kösem Sultan’ın ilk şehzadesini dünyaya getirdiği döneme denk gelmesi, bu değişimi kanıtlar niteliktedir. Fatma Sultan’a Üsküdar Salacak’ta inşa edilen konak, sadece bir oturma alanı değil, aynı zamanda onu saraydan uzaklaştıran ve Kösem Sultan’ın bu mücadeleyi kazandığını gösteren somut bir simgedir. Satışa sunduğumuz emirname, böylece yalnızca bir inşa kararını değil, kadınların saray içindeki güç mücadelelesini de ele alan ve belgeleyen bir evraktır.
Mekke-i Mükerreme eşrafından Şeyh Muhammed Hadrâvî´ye verilen İstanbul pasaportu.
Taşıyanın aidiyeti ve fiziksel özelliklerinin de yazıldığı şehadetname. Bu şehadetnameler Mekke ve Medine halkına mahsustu ve ikramiye alıp payitahta davet edilmeye hak kazanan mümtaz şahısların makam ve statüsüne göre 1-2-3. sınıf olarak verilirdi.
Enderûn hocası ve tarihçi Tayyârzâde Ahmed Atâ, 1876´da Harem-i Şerîf müdürlüğüne atandı. Meşhur eseri Târîh-i Atâ, Osmanlı Devletinin makamlarına ve işleyişine dair bilgiler ve biyografiler içeren mühim bir kitaptır. Eser, kendi dönemine dair birincil kaynaktır.
Metin:
"ŞEHADETNAME
Mülkü: Mekke-i Mükerreme ahâli-i kirâmından
Boy: Orta - Levin: Beyaz - Göz: Siyah - Sakal: Beyaz - Bıyık: Beyaz - Sin: 60
Sene 1296
Numara 67
Sınıf-ı Sâlise Mahsûs Şehâdetnâme
Sâhib-i şehâdetnâme ahâliden bulunduğu cihetle iki bin guruş şehâdetnâme bedelinin defter-i mahsûsasına bi´l-kayd defterinin tanzîmi iktizâ eder
fî 13 RA sene 96
Rüşdî [mühür] İşbu şehâdetnâme iki yüz doksan altı senesine mahsûben nizâmına tevfîkan bâlâ-yı cedvelde muharrerü´ş-şekl Mekke-i Mükerreme ahâli-i kirâmından ve sınıf-i sâlis numarasından Şeyh Muhammed Hadrâvî Efendi dâîleri ismine bâ-fer´a-i şer´iyye isabet ederek li-ecli´l-isti´tâf Derbâr-ı Seniyye´ye [İstanbul] azîmet etmiş ve Efendi-i mûmâileyh şâyeste-i lütuf ve merhamet-i dâiyândan bulunmuş idiği malûm-ı âlî-i Hazreti Cenâb-ı Vekâletpenâhîleri buyuruldukda ol bâbda ve her hâlde emr ü fermân Hazreti men lehü´l-emrindir
Fî 27 Ramazân sene 296
Mekke-i Mükerreme Harem-i Şerîf Müdîri Ahmed Atâ vefâ 1295 [mühür]"