"Kürtler tarafından takip edilen Ermeniler", "Galata´da kurbanların kaçırılması", "Rus gemisine ulaşmak için kendilerini denize atan Ermeniler", "Hassankale Manastırı´nın yağmalanması", "R. P. Franciscan Salvatore´nin ölümü".
İzmir´de ticaretle uğraşan Evliyazade ailesinden kişilere iki farklı tarihte gönderilen iki mektup. 1245 tarihli ilk mektupta Ali Molla, Kızlarağası Hanı´ndaki ortağı Mustafa Ağa´ya gelen giden gemiler ve inen mallarla ilgili bilgi vererek poliçe talep etmiştir. İkinci mektup da deve ile yapağı ticareti yapan ortağından Evliyazade Mehmed Efendi´ye gönderilen ve sitem dolu mektuptur.
Matbaa-i Âmire´ye saygı yüklü hitaplarla başlayıp ikinci kısmında kitap isteği yazılmıştır.
"Sizden bir süre haber alamadık, inşaallah tam sıhhat ve afiyettesinizdir. Evet, maksadım Sünen-i Ebî Davud´dur. [Basımı] bitince bana bildiriniz. Parasını da söyleyiniz. Matbaanızda basılan bütün kitapları bana bildiriniz. Fiyatlarını da söyleyiniz. (...) Çok istediğimiz, istifade edip sülûk eylediğimiz bir kitap var, Kadı Beyzavî´nin (...) haşiyesi. Sizde var mıdır? Bize bildiriniz. Sizden herkese tümden selamlar, hürmetler."
Suriye´de açılan mektepler ve yapılan hizmetleri sıralayan Vali Ali [...] Bey´in bir okula eklenecek müştemilat için nakdî yardım talep ettiği mektubu.
Arkasında 28 Mayıs 1958 tarihine ait "Bay Reklamcı, Sinemanızda geçecek olan seriallerin afişlerindendir lütfen reklam yapılması rica B.SEKBANLARDA, BURSA" notu kaleme alınmıştır.
Mektubun tam metni:
"Muhterem Beyefendi´ye
Akrabamdan, Selanik rüsumat muayene memurîn-i sabıkasından, Hacı Hasan Efendi namında bir zat vardır. Mumaileyhin elyevm İstanbul´da pek müşkil bir hayat yaşamakta olduğunu haber aldım. Mumaileyh bir kaç yüz kuruşluk haliyle münasip bir memuriyete -mesela yine rüsumatta- tayin ettirmek hususunda delalet ve himayet--i alilerini vaad buyurursanız kendisini zat-ı alilerinize müracaat ettirmek üzere lütfen işarını rica eder ve bu vesileyle gözlerinizden öperim kardeşim."
İsmail Müştak Efendi, Meclis-i Ayan Başkatipliği görevinden sebepsiz bir şekilde azledildiğine ve görevin kendisine tekrar verilmesi gerektiğine dair bir dilekçe kaleme almış ve Sadrazam Mahmut Şevket Paşa´ya dilekçesini sunmuştur. Bunun üzerine, Mahmut Şevket Paşa Meclis-i Ayan Riyaseti´nden İsmail Müştak Efendi´nin azledilme sebebini öğrenmek için bu dilekçeyi kaleme almıştır.
Mektubun tam metni:
"İsmail Canbulat Beyefendi´ye
Kardeşim efendim:
Malta´dan hülasanızı müteakip lütuf buyurduğunuz mektubu memnuniyetle okudum. O zaman sizin de malumunuz olan harekat-ı harbiye dolayısıyla cevap vermeye vakit bulamamıştım. Bu defa Rauf Bey´in vürudu üzerine hatıra-i biraderleri muhabbetle zikrolundu. Gönderdiğiniz mektupta memleketin istiklali temenniyatına ve şimdiye kadar istihsal olunan muvaffakiyetlerin tebrikatına ait hissiyatınıza arz-ı teşekkür ederim. Vatana ve millete her suretle hizmete heveskar bulunduğunuza dair kanaatim berkemaldir. Bu kanaatle arz-ı muhabbet eder ve gözlerinizden öperim kardeşim."
İstanbul´da ve taşrada bulunan İbrahim Han Vakfı varlıklarının mütevellisi Seyyid Abdülbârî´nin saydığı mülkler ve gelirleri hakkında gereken beratı talep ettiği ve olumlu cevap aldığı belge.
Fotoğrafın arkasında "Yavrum, bizi yeni yıl vesilesiyle hatırlamana çok teşekkür ederiz. Biz de senin, annenin ... yeni yılınızı kutlar, gözlerinden öpöriz, Bayan Ayşe Köseoğlu, Validebağ Prevantoryum ve Sanatoryumu, Çamlıca, İstanbul" şeklinde not düşülmüştür.
Mektubun tam metni:
"İsmail Canbulat Beyefendi´ye
Sofya´da pek ziyade canınızı yakarak aldığımı unutmadığm on şukadar liranıza mukabil bugünün hatırası olarak takdim ettiğim (bir Osmanlı mermisine hedef olmuş bulunan) bir İngiliz lirasını hüsn-i kabul buyurmanızı rica ederim"
Çikolata kartları Osmanlı zamanından kalma bir reklam yöntemidir. Osmanlı zamanında ürünler reklamlarını paket içine yerleştirdikleri bu kartlarla yapıyorlardı. Çocuklar ve okuma yazma bilmeyenler de dahil herkesin rahatlıkla anlaması için görsel ağırlıklı, anahtar simgelerle bezenmişti.
Şehid Sokollu Mehmed Paşa´nın vakfı olan ve "İbrahim Han Oğlu Vakfı"nı ilgilendiren muamelat, yazışma ve takibatın bir araya getirilmiş belgeleri. Tekirdağ´a bağlı Lüleburgaz´daki Çerkez muhacirlerin vakfın arazisine müdahaleleri ve araziye el koymaları ile Nikolaki adlı gayrimüslimin de aynı vakfın bazı mülklerine belge ihdas ettirip çökmesi üzerine başlayan araştırma, meselenin çözümüne kadar devam ettiriliyor. İlk belgede meselenin aslını öğrenmek için biri görevlendirilirken kurumlar ve beldeler arası yazışma trafiğine şahit oluyoruz. Lüleburgaz, Babaeski, Tekirdağ, Edirne makam ve idarecileriyle Avkâf-ı Hümayun arasında gidip gelen belgeleri izleyerek Osmanlı´da vakıflar meselesinin işleyişine dair bilgilendirici bir süreç ortaya çıkıyor.