Anasayfa /
PHEBUS HATIRASI
PHEBUS HATIRASI
PHEBUS HATIRASI, 29.03.2022 saat: 21:00'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz. 21:02 itibariyle canlı mezat başlayacaktır. Kitap, Dergi ve süreli yayın hariç tüm ürünlerden % 20 ürün KDV'si alınmaktadır. Komisyon Oranı: % 20 + KDV'dir. ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 1 HAFTADIR.
Toplam : 30 Ürün
Lot: 1 > Kitap
Amerikalı yazar ve sivil haklar savunucusu Henry David Thoreau, Amerika'nın Meksika savaşı sırasında konan kişi başına vergiyi, "Ödenen her vergi, bir adam öldürmek için başka bir adam veya silah satın almaya yarar." diyerek reddedince hapse atılır. Dostu ve ustası Ralph Waldo Emerson, arkadaşını hücresinde ziyaret ettiğinde aralarında şöyle bir konuşma geçer: -Henry, se neden buradasın? -Waldo, sen neden burada değilsin? İsmet Özel'in (D. 1944), yaşadığı büyük ideolojik değişimi anlattığı otobiyografik eserlerinin adları bu anekdottan kaynaklanıyor. Hikâyesini anlatmaya Henry David Thoreau'nun cevabıyla, "Waldo Sen Neden Burada Değilsin?" ile tersinden başlayan şair, R. W. Emerson'ın sorusuyla devam ediyor: "Henry Sen Neden Buradasın?" İsmet Özel'in kendi sergüzeştini anlattığı kitaplarının ikincisinin ikinci cildi… Çok temiz ve kusursuz...
Lot: 2 > Kitap

Açıldı bâb-ı iclâlin bu günü dest-i meşiyyetle

Derununda okundu nutk-ı hürriyet meserretle
Mübeccelsin münevversin ... pak midhatle
Alakan var senin artık bu günde sermediyetle

Liva-yı ittihadı her gören fevkinde heybetle
Sanır şehbal-ı fahr açmış kemalin ruhu râyetle

Kuruldu meclis-i milli mezid hüsn-i niyetle
Füyuz-ı âti-i millet, müebbeddir bu heybetle
Teveccühgâh etsen kemal-i şevk-i hürmetle
Sema-yı şana! Yüksel fahr ile fart-ı mehabetle

Liva-yı ittihadı her gören fevkinde heybetle
Sanır şehbal-ı fahr açmış kemalin ruhu râyetle

Dahiliye Mektubi Kalemi Hulefasından Mehmed Nazım

Lot: 3 > Kitap
Yirminci yüzyılın en büyük halk ozanı Âşık Veysel'in (1894 - 1973), 1944 yılında "Deyişler" adlı 95 sayfalık ve 1949 yılında "Sazımdan Sesler" adlı 32 sayfalık iki eseri yayımlanmıştır. Müzayedeye sunulan bu eser, önceki eserlerde yer verilen şiirleri içermenin yanı sıra, yeni şiirlerle genişletilmiş ve kitaba ayrıca ozanın hayat hikâyesi de eklenmiştir. Âşık Veysel'i Türkiye'ye tanıtan Ahmet Kutsi Tecer'in ön sözü, görme engelli olan olan ozanın parmak izi ve mührüyle...
Lot: 4 > Kitap

Mehmet Güleryüz'ün desenleriyle… Bir şairden bir şaire… Çok temiz ve kusursuz…

Doğanın bana verdiği bu ödülden / Çıldırıp yitmemek için İki insan gibi kaldım / Birbiriyle konuşan iki insan. İkinci Yeni şairlerinden farklı olarak şiirden başka hemen hiçbir şeyle ilgilenmeyen ve başka türde hiçbir kitap yayımlamayan Edip Cansever'in (1928 - 1986), ressam Mehmet Güleryüz'ün sekiz adet deseniyle yayımladığı 13. şiir kitabı... Müzayedeye sunulan kitap, 1600 adet basılan ve hepsi numaralanan baskının 46 numaralı nüshasıdır ve yazdığı her türde çok sayıda ödülü bulunan romancı, oyun yazarı ve şair Necati Cumalı'ya (1921 - 2001) imzalanmıştır.

Lot: 5 > Kitap
Türk edebiyatının en önemli denemecilerinden, sanat tarihçisi, akademisyen ve siyasetçi Suut Kemal Tetkin'in (1903 - 1980) edebiyat üzerine denemeleri… Yazarından edebiyat tarihçisi ve akademisyen Agâh Sırrı Levend'e (1893 - 1978) imzalı… Suut Kemal Yetkin'in, uçağın merdiveni önünde çekilmiş, 7 X 20 cm boyutlarındaki boy fotoğrafıyla birlikte... (Kitabın arka kapağındaki Yahudi yıldızını gamalı haçlarla iç içe gösteren kurşun kalem çizimin kim tarafından yapıldığını bilmiyoruz.)
Lot: 6 > Fotoğraf

Modern Türk şiirinin hiçbir akımına katılmayan ama her akımdan biraz etkilenen ve daha çok da her akımı önemli ölçüde etkileyen; en çalışkan, en üretken şairi, oyun yazarı, çevirmeni ve edebiyat öğretmeni Behçet Necatigil (1916 - 1979)… Fotoğrafın arka tarafında Ara Güler'in kaşesi ve el yazısıyla "Behçet Necatigil, Şair" ibaresi var.

Lot: 7 > Fotokart

Hiçbir kalıba sığmayan, hiçbir kurala aldırmayan ve hiç kimseye minnet etmeyen Neyzen Tevfik (1879 - 1953), 74 yıllık hayatı boyunca herhangi bir işte çalışmadı. Neyini hiçbir zaman maddi bir kazanca alet etmedi, yalnızca kendi zevki için ve dostları için üfledi. Günlük hayatında da şiirlerinde de sözünü hiç sakınmadı. Hayatında kendisine maddî imkânlar sağlayacak kişilere iltifat etmedi, bildiği ve inandığı gibi yaşadı.

Lot: 8 > Fotoğraf

Türk kültürüne çok önemli katkılar sağlamış olan Ord. Prof. Süheyl Ünver (1898 - 1986); tıp doktorluğunun yanı sıra yazar, araştırmacı, arşivci, minyatürcü, tezyinatçı, hattat ve neyzendi. Çok sayıda kitabı dışında; dergi, gazete ve ansiklopedilere de sayısız yazı yazmıştır. Güzel sanatlar Akademisinde "Türk Minyatürü ve Süslemesi "hocalığı da yapan Sühey Ünver, Arapça, Farsça ve Fransızca bilirdi. Birlikte fotoğraf çektirdiği annesi Rukiye Safiye Hanım, XIX. yüzyılın ünlü hattatlarından Mehmed Şevki Efendi’nin kızıdır. Fotoğrafın arkasında Süheyl Ünver'in Osmanlıca el yazısıyla "Canım sevgili anneciğimle beraber" ibaresi, imzası ve 1931 tarihi yer alıyor.

Lot: 9 > Fotoğraf

II: Yeni'nin, şiir dışında hiçbir türde eser vermeyen ama şiir alanında da en üretken şairlerinden biri olan Edip Cansever'in (1928 - 1986) çok nadir bir fotoğrafı… Şair, belki de bu fotoğrafın çekildiği 1958 tarihinde yayımlanan kitabı Umutsuzlar Parkı'nın ilk şiiri olan "Amerikan Bilardosuyla Penguen" şiirine gönderme yapıyordur, kim bilir?

Fotoğrafın ön yüzünde Edip Cansever'in imzası ve altında 28 / 12 / 58 tarihi, arka tarafında da "Photographed By Ara Güler" kaşesi var.

Lot: 10 > Fotoğraf

"Foto S. Süreyya" soğuk damgalı, "Tahir Beyefendi'ye takdime-i hürmet…" Fotoğrafın arkasında şairin el yazısıyla beş beyitlik bir şiir var. Servet-i Fünûn şairlerinden Ali Ekrem (1867 - 1937), birinci kuşak Tanzimat edebiyatının öncülerinden, Vatan Şairi Namık Kemal'in oğludur. "Zilal-i İlham, Ruh-ı Kemal, Vicdan Alevleri" gibi kitapları olan şairin fotoğrafın arkasına yazdığı şiirin basılı olduğu bir kaynak bulamadık: Âlâm-ı cihan ruhumu ateşlere yaktı Hâlâ eriyüb gitmedi pulad-ı vücudum ...

Lot: 11 > Fotoğraf

Edebiyata Fecr-i Âti topluluğu içinde başlayan ve sonradan Milli Edebiyatçılara katılan Hamdullah Suphi Tanrıöver (1885 - 1966), Türk Ocağı kurucusu ve en uzun süreli başkanı, yazar ve çok ünlü bir hatiptir. Mehmed Akif'in yazdığı İstiklal Marşı'nı milletvekillerinin coşkulu alkışlarıyla mecliste ilk kez o okumuştur.


"İki gözüm, aziz Sabri'ye derin bir muhabbet hatırası…" Foto j. Weinberg soğuk damgalı.

Lot: 12 > Fotoğraf
Aslında Mekteb-i Tıbbiye mezunu olmasına ve felsefe eğitimi almamış olmasına karşın, felsefeye ilgisi nedeniyle “Feylesof Rıza” olarak tanınan Rıza Tevfik (1869 – 1949); felsefeci, siyasetçi ve şair kimliğiyle son dönem Osmanlı aydınlarının en ilginç simalarından biridir. Politikadaki tutarsızlıkları ve ateşli kişilik yapısı nedeniyle olaylarla dolu bir ömür süren Rıza Tevfik, Sevr Antlaşması’nı imzalayan Osmanlı delegasyonunda bulunduğu için, diğer “Yüzellilikler” gibi uzun yıllar sürgünde yaşamıştır. Müzayedeye sunulan fotoğraf, Feylesof'un, muhtemelen sürgünden sonra tekrar ziyaret ettiği Lübnan - Cünye'de çekilmiş olmalıdır. "Vefaperver, âlicenap, ve münevver dostum Doktor Nuri Fehmi Ayberk Beyefendiye derin hürmet ve minnetle, 1946"
Lot: 13 > Efemera
Tarih ve edebiyat hazinemize birbirinden güzel ve ilginç, onlarca eser armağan eden Reşat Ekrem Koçu (1905 - 1975), 11. cildinde ancak "G" harfine kadar gelebildiği "İstanbul Ansiklopedisi" ile -yarıda kalmış olmasına karşın- dünyada eşi benzeri olmayan bir işe imza attı. Çok sayıda yazar ve çizerin katkıda bulunduğu İstanbul Ansiklopedisi'ne tarihçi ve Bizantolog Semavi Eyice de çok sayıda madde yazdı. Müzayedeye sunulan, İstanbul Ansiklopedisi antetli mektupta Reşat Ekrem Koçu, Semavi Eyice'nin yazdığı "Arkadios Sütunu" maddesiyle ilgili olarak kendisinden teknik bir düzeltme rica ediyor. "Arkadios Sütunu" maddesiyle ilgili bir tashih ricası… "Ben yapacak idim fakat sizin yazılarınızın en küçük bir yerine asla dokunmamağı esas kabul ettim."
Lot: 14 > Efemera

Bir Meşaleciden bir Meşaleciye:

"Yaşarcığım, Ne var ne yok? 92 numaralı Varlık hiç de güzel olmadı. Bu mecmua niçin belli sayılarda çok güzel, belli sayılarda çok fena çıkıyor... Sana "Yalnızlık" isimli bir şiir göndermiştim... Kazma kürek şiirlerinden evvel onun çıkması lazımdı... Yeni bir şiir daha gönderiyorum. Bakalım nasıl bulacaksın? Abdülhak Şinasi ne alemde? Görürsen sevgi ve saygılarımı kendisine bildir..."

Edebiyata şiirle başlayan ve Yedi Meşale topluluğunun yedi üyesinden biri olan Cevdet Kudret (1907 - 1992) zamanla şiirden uzaklaşsa da edebiyattan hiç uzaklaşmadı; romanlar, öyküler, eleştiriler ve çok değerli edebiyat incelemeleri yazdı. Mektubu gönderdiği arkadaşı, bir başka Yedi Meşaleci Yaşar Nabi Nayır (1908 - 1981) da şiirden zamanla uzaklaştı ve Türk edebiyatına "Varlık" dergisi ve "Varlık Yayınları" gibi, bugün hâlâ yaşayan iki ölümsüz eser bıraktı. Cevdet Kudret, bu mektubu Yaşar Nabi'ye Kayseri Lisesinde edebiyat öğretmenliği yaptığı sırada göndermiş.

Lot: 15 > Efemera

Son devir Osmanlı devlet adamları, şairleri, mûsikişinasları ve hattatları üzerine yazdığı eşsiz biyografilerle tanınan, arşivci, müzeci, şair ve yazar İbnülemin Mahmut Kemal İnal (1871 - 1957), "nevi şahsına münhasır" sıfatını sonuna kadar hak eden bir geç Osmanlı ve erken Cumhuriyet münevveridir. Kendisinin geç dönem Osmanlı tarihi ve edebiyatına, Cumhuriyet devri arşivciliği ve kütüphaneciliğine katkıları, başka hiç kimseyle karşılaştırılamayacak ölçüde büyüktür. Müzayedeye sunulan mektubu gönderdiği Korgeneral Naci Eldeniz (1875 - 1948) ise İbnülemin'in "Fazilet ve necabetin nümune-yi mücessemi" olarak tarif ettiği ve "Son Asır Türk Şairleri" adlı eserinin 12. cildinde yer verdiği, Mustafa Kemal Atatürk'ün Harbiye'den hocası olan, asker kökenli bir şairdir.

Lot: 16 > Efemera
1919 yılında Darülfünûn Coğrafya Bölümünden mezun olan Şükûfe Nihal (1896 - 1973), Türkiye'de üniversite mezunu olan ilk kadındır. Edebiyatın erkek egemen dünyasında şiirleriyle, romanlarıyla var olmaya çalıştı. Cesur bir kadın ve kararlı bir kadın hakları savunucuydu. Başta Türk Kadınlar Birliği olmak üzere, çok sayıda kadın derneğinde aktif olarak çalıştı. Kurtuluş Savaşı sırasında İstanbul'daki mitinglerde ateşli konuşmalarla kitleleri coşturdu. İki kez evlendi ve iki kez boşandı. Nazım Hikmet, Faruk Nafiz, Ahmet Kutsi gibi şairlerin kendisine âşık olduğu söylenen Şükûfe Nihal, ömrünün son yıllarını bir huzur evinde suskunlukla geçirdi. Şiirin yazılı olduğu kâğıdın arka yüzünde meşhur şair, yazar ve siyasetçilerin alfabetik olarak sıralandığı bir liste yer alıyor.
Lot: 17 > Efemera
Türk edebiyatının ilk büyük romanlarını yazan Halid Ziya Uşaklıgil (1866 – 1945), aynı zamanda, kendisinden sonra gelen bütün romancıların "üstat" olarak gördüğü, Türk edebiyatının en büyük romancılarındandır. II. Meşrutiyet sonrasında sarayda mabeyn başkâtibi olarak görev yapan yazar, "Saray ve Ötesi" ve "Kırk Yıl" gibi hacimli hatıra kitaplarıyla da dönemine tanıklık etmiştir. "Birader-i Azizim, Efendim Saray-ı Hümayundan ve perşembe günlerinden maada nerede ne gün ve hangi saatte..."
Lot: 18 > Efemera
Melih Cevdet Anday'ın (1915 - 2002) henüz "Garipçi" bir şair olduğu dönemlerde, muhtemelen, MEB Neşriyat Müdürlüğünde çalışırken 1946 seçimlerinde Bakanlığın el değiştirmesiyle atandığı Konya'dan yazdığı bir mektup… "Yaşar Bey, Mektubunuzu aldım … Bu ayın on beşinde vazifeden ayrılacağım…"
Lot: 19 > Efemera
Yedi Meşaleciler içinde şiire ömrü boyunca sadık kalan Ziya Osman Saba (1910 - 1957), Türk şiiri içinde çok özel bir yere sahiptir. Mütevazı ve küçük dünyası içinde, kendine özgü ve derine işleyen bir şiir dünyası yaratan Ziya Osman Saba, kendisini "Aramızda bir ermiş yaşadı." diye anan Yaşar Nabi'nin ifadesiyle "Duygulu ruhundan çekip çıkardığı, ürpertici şiirler sundu bize." Müzayedeye sunulan şiir, Ziya Osman Saba'nın bu kendine özgü şiir dünyasını çok iyi yansıtan, "ürpertici" şiirlerine bir örnektir. "En güzel, en bahtiyar, en aydınlık, en temiz / Ümitler içindeyim, çok şükür öleceğiz."
Lot: 20 > Efemera

"Merhaba Nabi bey, Merhaba!"

Cevat Şakir Kabaağaçlı ya da eserlerinde kullandığı adıyla Halikarnas Balıkçısı (1890 - 1973), bir hikâyesinden ötürü İstiklal Mahkemesi'nce Bodrum'a sürgün edildi. Üç yıllık sürgününden sonra tekrar Bodrum'a dönerek ömrünün büyük bir kısmını orada geçirdi. Konularını Ege ve Akdeniz Bölgesi kıyı ve açıklarında gelişen, denize bağlı olaylardan seçtiği öyküler ve romanlar yazdı. Müzayedeye sunulan mektup, imzasına ve özellikle de mektubuna çok nadir rastlanan Balıkçı'nın kendine özgü, teklifsiz üslubunu çok güzel yansıtan bir örnek... "Dün bir resimle bir yazı gönderdim. Bugün iade ettiğiniz hikâyeleri aldım. Yirmi üç tane alıkoymuşsunuz! Merhaba! Helal olsun! Çabuk yazıyorum. Benim hikâye kitabı var ya, onun baş tarafındaki sahifesine 'Musikisini duyduğum Cemal Reşit Rey'e ithaf ederim.' Merhaba! Allah'a ısmarladık. Bugün niyetim fena! Yaradılışın verdiği koca sevinç yetmiyor. ---- Hiç sebepsiz yere sanki içimde -hiç aşağıya değil- bir milyon kuş birden ötüyor. Merhaba ve yine merhaba! Bizi akıllı sananlara Allah akıl versin. ----"

Lot: 21 > Efemera

Hayatını şiire adayan, içki ve sigarayı bile "hayatı daha kesif yapmak için" şiir adına ve uğruna içtiğini söyleyen, Türkçenin en has şairlerinden Cahit Sıtkı Tarancı (1910 - 1956), "ömrün yarısı eder" dediği "Otuz Beş Yaş" ne yazık ki yalnızca on bir yıl geçebildi. Geriye yaşama sevinciyle, ölüm kaygısıyla, çocukluk özlemiyle, yitik aşklarla dolu harikulade şiirler, küçük ve sevimli hikâyeler, kızkardeşine ve dostlarına yazılmış sıcacık mektuplar bıraktı. "Yaşarcığım, Kabahatler, ihmaller, kusurlar, hatalar, münasebetsizlikler, hepsi bende, biliyorum. ---Kitap Ankara'da iyi gidiyor intibaındayım, tabii rakam veremem. Esasen sormadım ve bilmiyorum da. İnşallah İstanbul'da daha iyidir. ---- Ziya'ya ve sana ciltli" yollayacağım, gecikmesi bundandır. ----"

Lot: 22 > Efemera
İkinci kuşak Tanzimat edebiyatının en önde gelen şair ve yazarlarından olan, yenilikçiliğiyle Servet-i Fünûn edebiyatının önünü açan ve "Araba Sevdası, Zemzeme, Nağme-i Seher, Takdir-i Elhan, Talim-i Edebiyat, Muhsin Bey, Çok Bilen Çok Yanılır" gibi öncü eserlerin sahibi olan Recaizade Mahmud Ekrem (1847 - 1914), II. Meşrutiyet'ten sonra birkaç ay Maarif Nazırlığı yaptı. Müzayedeye sunulan mektup, imzası çok çok nadir olan Recaizade'nin, bu sıralarda yazmış olduğı bir resmî mektuptur. Nezaret-i Maarif-i Umumiye antetli, filigranlı kâğıda… "Darülfünûn Ulum-ı Riyaziye ve Fünûn Kısmı Müdir-i Sânisine"
Lot: 23 > Efemera
Sahibinin Pertevniyal Lisesi mezunu olduğu anlaşılan albüm, 1935 - 1936 yıllarına ait gündelik hayat, askerlik ve çoğunlukla da okul hayatı fotoğrafları içeriyor. Albümün ilk sayfasında, o tarihlerde Pertevniyal'de Fransızca öğretmenliği yapan Nurullah Ataç'ın, öğretmen kürsüsünde habersiz olarak çekilmiş ve muhtemelen sonrasında da imzalatılmış olan, hiç görülmemiş bir fotoğrafı yer alıyor. Albümde ayrıca, Ece Ayhan'ın "İşte şimdi yeri geldi, gelmiştir! Çok ilginç ve çok zeki bir kadından söz açacağım, açıyorum da: Adı Keyise İdalı’dır. Ben hayatımda böyle bir birikimi olan kadın görmedim. Eski Yunanca, Farsça, Arapça, Fransızca ve Felsefe..." diye söz ettiği edebiyat öğretmeni Keyise İdalı'nın da bir fotoğrafı bulunuyor. Aynı yıllarda Pertevniyal'de Reşat Ekrem Koçu'nun, tarih öğretmeni; Cemil Meriç'in de öğrenci olduğu dikkate alınırsa, çok ilginç ve tetkike şayan bir albümle karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz! 9 X 6 cm boyutlarında, 50 adet fotoğraf…
Lot: 24 > Efemera
Türkçülük – Turancılık fikriyatı ve hareketinin, tartışmasız en önde gelen ismi olan Nihal Atsız (1905 – 1975), tarihçiliğinin yanı sıra; Bozkurtlar, Deli Kurt, Ruh Adam adlı romanlarıyla ve Yolların Sonu adlı şiir kitabıyla belli bir kesim üzerinde son derece etkili olmuş bir edebiyatçıdır. Müzayedeye başlığı ve ambleminin orijinal çizimi sunulan Orkun dergisi, 1950 - 1952 yılları arasında, başyazarı Atsız olmak üzere, 68 sayı yayımlanmıştır. Çok zarif, eski çerçeve içinde (Çerçeve boyutları: 23 X 32 cm…
Lot: 25 > Efemera
Demokrat Parti hükümetinin en etkili isimlerinden Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu (1910 - 1961), 27 Mayıs Darbesi'nin gölgesinde yapılan Yassıada duruşmaları sonrasında Adnan Menderes ve Hasan Polatkan'la birlikte idam edildi. Resmi yazıya konu olan Prof. Meliha Tarıkâhya (1923 - 2012) ise Ankara Üniversitesi DTCF Klâsik Şark Dilleri ve Türk Dili ve Edebiyatı Bölümlerinden mezun olup 1949 Mayısında Tahran Üniversitesinin verdiği bir burs ile iki yıl İran’da kaldı. 1954’te İngiltere’de Londra Üniversitesi Şark Dilleri Okulunda ve 1957 - 1959 yılları arasında Sorbonne’da araştırmalar yaptı.
Lot: 26 > Fotoğraf
Demokrat Parti döneminin cumhurbaşkanı olan Celal Bayar (1883 - 1986), 27 Mayıs Darbesi sonrasındaki Yassıada duruşmalarında idama mahkûm edildi ancak yaşı dolayısıyla cezası ömür boyu hapse çevrilerek Kayseri Cezaevi'ne nakledildi. Sağlık nedeniyle serbest bırakıldığı 8 Kasım 1964'e kadar Kayseri Cezaevi'nde kaldı. Fotoğrafı imzaladığı Yiğit Köker (1925 - 1999) ise DP'nin mirasçısı olarak kurulan Adalet Partisi'nden Cumhuriyet Senatosu üyesi seçilerek TBMM'de yasama çalışmalarına katıldı. İmzalı fotoğraf, 1962 yılında Bayar Kayseri Cezaevi'ndeyken imzalanmıştır.
Lot: 27 > Fotoğraf

Türkiye'nin dünyaca tanınmış fotoğrafçısı Ara Güler, 2015 yılının sonlarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın evinde ve makamında fotoğraflarını çekti. Bu olaya tepki gösteren bazı kesimlere ve gazetecilere Ara Güler'in yanıtı şöyle oldu: "Cumhurbaşkanı değil mi? Çekmeyecek miyiz? Tabii Cumhurbaşkanı’nı çekeceğim, onu çekmeyip sizin gibi serserileri mi çekeceğim! Biz gazeteciyiz, her şeyi çekeriz." Ara Güler'in fotoğrafı imzalarken çekilmiş bir fotoğrafıyla birlikte… Çok şık çerçevesi içinde (Çerçeve boyutları: 42 X 37 cm). 

Lot: 28 > Fotoğraf
Şık ve zarif, eski çerçevesi içinde (Çerçeve boyutları: 26,5 X 31,5 cm)… Ara Güler'in fotoğrafı imzalarken çekilmiş bir fotoğrafıyla birlikte…
Lot: 29 > Fotoğraf
Sanat Güneşi'miz Zeki Müren'in (1931 - 1996), biri kadın diğeri erkek iki dansöz arasında çektirdiği ve "Çok sevgili sanat arkadaşım Ömerciğime sevgilerle" ibaresiyle imzaladığı fotoğrafıyla, dostlarıyla birlikte çektirdiği bir başka fotoğrafı…
Lot: 30 > Efemera
Fikret Mualla (1903 – 1967), hiçbir akımdan etkilenmeyen, hiç kimseye benzemeyen özgün tarzıyla olduğu kadar; parasızlık, ilgisizlik ve sıkıntılarla geçen, zaman zaman yolu akıl hastanesine uğrayan çalkantılı ve bohem yaşamıyla da efsaneleşen bir ressamdı. Müzayedeye sunulan 1957 tarihli mektupta Fikret Mualla, "Mustafa" adlı bir dostunun ve ailesinin "mübarek ramazan bayramı"nı kutluyor. Şık ve zarif, eski çerçeve içinde (Çerçeve boyutları: 35 X 32 cm)…
Filtreler
Toplam : 30 Ürün
 
Phebus Hakkında
“Phebus Müzayede Evi, alıcılar ve satıcıları online ortamda bir araya getiren bir açık artırma platformudur.”
Bizi Takip Edin
Copyright © 2020 PHEBUS Müzayede