PHEBUS, 26.09.2021 saat: 21:00'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz. 21:02 itibariyle canlı mezat başlayacaktır. Kitap, Dergi ve süreli yayın hariç tüm ürünlerden % 20 ürün KDV'si alınmaktadır. Komisyon Oranı: % 20 + KDV'dir. ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 1 HAFTADIR.
İslâm Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA), İslâm kültürünü araştıran uluslararası bir kuruluştur. İslam İşbirliği Örgütü'nün 1976'daki yedinci Dışişleri Bakanları Konferansı'nda Türkiye tarafından böyle bir merkezin kurulması teklif edilmiş, 1978'de dokuzuncu Dışişleri Bakanları Konferansı'nda alınan kararla kurulması kararlaştırılmıştır. Faaliyetlerine 1980'de başlamıştır.
Mehmed İzzet Efendi, İstanbul’da doğdu, Ali Efendi’nin oğludur. Kasımpaşa’da orta öğrenimini tamamladıktan sonra 1863’te Mekteb-i Tıbbiyye’nin idâdî sınıfları hüsn-i hat muallimliğine tayin edildi. 1868’de imtihanla seçilip yıllık 2500 frank maaşla yeni açılan Galatasaray Mekteb-i Sultânîsi’nin yazı muallimliğine getirildi. Devamlı terfi ettirilip üç defa mütemâyiz rütbesini kazanarak ölümüne kadar bu vazifesini sürdürdü. 18 Şevval 1320’de (18 Ocak 1903) Cihangir’deki evinde vefat etti ve Yahyâ Efendi Kabristanı’na defnedildi. Geliştirdiği rik‘a tarzını celî olarak da yazan Mehmed İzzet Efendi, celî sülüs ve celî ta‘lik gibi sanat ağırlığı bulunan kitâbe yazılarına karşı celî rik‘a hattının da mezar kitâbelerinde kullanılmasını başlatmıştır. İzzet Efendi’nin rik‘a üslûbu, Mısır’dan İstanbul’a gelerek bu hattı kendisinden meşketmiş bulunan Abdürrezzâk Avaz ve Necîb Hevâvînî vasıtasıyla Arap âlemine de yayılmış olup bugün hâlâ devam etmektedir. Mehmed İzzet Efendi, kendisinden önceki kuşaktan “Eyüplü” yahut “Okçubaşı” lakaplı hattat Mehmed İzzet Efendi ile (ö. 1306/1889) karıştırılmamalıdır; bu zat Hâşim Efendi çırağı olup dikkate değer celî sülüs istifleriyle tanınır.
Doktor Ahmet Süheyl Ünver, Menbaü'l-İrfan Rüşdiyesi ve Mercan İdadisi'nİ bitirdikten sonra 1915'de Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'ye başlamış fakat bir süre sonra ayrılmıştır. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni 1921 yılında bitirmiştir. Medresetü’l Hattatin’de ebru, tezhip, minyatür ve hüsn-i hat öğrendi. Ressam Hoca Ali Rıza’dan karakalem ve suluboya, Yeniköylü Nuri, İsmail Hakkı Altunbezer ve Tahirzade Hüseyin Efendi'den yazı meşk etmiştir.
Doktor Ahmet Süheyl Ünver, Menbaü'l-İrfan Rüşdiyesi ve Mercan İdadisi'ni bitirdikten sonra 1915'de Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'ye başlamış fakat bir süre sonra ayrılmıştır. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni 1921 yılında bitirmiştir. Medresetü’l Hattatin’de ebru, tezhip, minyatür ve hüsn-i hat öğrendi. Ressam Hoca Ali Rıza’dan karakalem ve suluboya, Yeniköylü Nuri, İsmail Hakkı Altunbezer ve Tahirzade Hüseyin Efendi'den yazı meşk etmiştir.
İstanbul’da doğdu. Babası İbrahim Ethem Efendi, annesi Hamdune Hanım’dır. Öğrenim hayatına Sirkeci’de mahalle mektebinde başladı, daha sonra Şemsülmekâtib ve Meşrik-ı Füyüzat adlı okullara devam etti. 1903 yılında Vefa İdadisi'ni, 1908’de Dârülfünun Ulûm-ı Tabiyye Şubesi'ni bitirdi. Üniversite öğrenciliği sırasında Divan-ı Hümayun Kalemi'nde memur olarak çalıştı. 1910 yılında dönemin Maarif Nazırı Emrullah Efendi’nin onayıyla pedagoji alanında bilgi ve görgü edinmek amacıyla Avrupa’ya gönderildi. Bu inceleme gezisi kapsamında Fransa, İngiltere, Almanya, Belçika ve İsviçre’de bulundu. Fransa’da eğitim ve kültür kurumlarını yakından inceledi, bu ülkedeki eğitimcilerden önemli ölçüde bilgi aldı. Döndükten sonra, Dârülmuallimin-i İptidai'de hat öğretmenliği, Şemsülmekâtib adlı özel ilkokulda ders nazırlığı yaptı. 1913'te Dârülfünun terbiye dersi müderrisliğine atandı. 1917'de Millî Talim ve Terbiye Cemiyeti’nin Genel Sekreteri oldu. 1918'de Maarif Nezareti’nde dönemin Ortaöğretim Müdürlüğüne, bu görevlendirme üzerinden çok geçmeden de Yükseköğretim Genel Müdürlüğüne atandı. Ardından aynı kurumda Teftiş Kurulu Başkanlığı'na getirildi. 1920 ile 1923 arasında dört defa Edebiyat Fakültesi dekanlığına, daha sonra da Dârülfünun Emini unvanıyla rektörlüğe atandı. 1923-1925 yılları arasında anılan görevlerinin dışında Maarif Vekâleti Müsteşarlığı, çeşitli okullarda muallimlik ve müderrislik yaptı. 1929-1930 yıllarında Gazi Muallim Mektebinin müdürlüğünü yürüttü. 1933'teki üniversite reformunda görevine son verilerek üniversiteden uzaklaştırıldı. Üniversiteden ayrıldıktan sonra Yeni Adam adlı haftalık düşünce ve sanat dergisini çıkarmaya başladı. 1942 yılında dönemin Maarif Vekili Hasan Ali Yücel değerbilirlik göstererek Baltacıoğlu’nun Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi pedagoji kürsüsünde öğretim üyeliğine dönmesini sağladı. Böylece Baltacıoğlu, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Pedagoji Kürsüsü'nün kurucusu olarak tekrar profesörlüğe döndü. 1942 ile 1950 yılları arasında Afyon ve Kırşehir milletvekilliği yaptı. 1950 yılında emekliye ayrıldı, fakat Yeni Adam’ı yayınlamaya, kitap ve makale yazmaya, dersler ve konferanslar vermeye devam etti. 1978 yılında Ankara’da vefat etti.
Tahir Olgun'un babası Hacı Mustafa Saffet Bey İstanbulludur. Annesi Emine Emsal Hanım Kafkasyalıdır. Asıl adı Mehmed Tahir'dir. Divançe-i Tahir, Amuzgâr-i Farisi, Dest-aviz-i Fârsî-Hanan isimli kitapları ve ilk şiirlerinde Mehmed Tâhir ismini kullanmış, daha sonra Mevlevî tarikatına intisâb etmesi ile birlikte yazı ve şiirlerinde "Tâhirü'l-Mevlevî" ismini kullanmaya başlamış ve bundan sonra bu şekilde anılmıştır. İlköğrenimini Hekimbaşı Ömer Efendi Mekteb-i ibtidâîsi’nde yapar. Gülhâne Askerî Rüştiyesi ve Menşe-i Küttâb-ı Askerîye'de okur. 1892 yılının Haziran ayında on beş yaşında iken Bâb-ı Seraskerî Piyâde Dâiresi’ne tâyin edilir. Fâtih Camii baş imamı Filibeli Mehmed Râsim Efendi ve Galata Mevlevîhânesi Şeyhi Mehmed Es'ad Dede'nin derslerine devam eder ve Es’ad Dede'den Mesnevî icâzetnâmesi alır. Mevlânâ'ya ve Mevlevîliğe alâka duyması sonucunda Şeyh Mehmed Celâleddin Efendi'den sikke giyer ve 1894 tarihinde Mevlevî tarikatı sâlikleri arasında yerini alır. Dört yıl Nâzime Sultan’ın yalısında vekilharçlık vazifesinde bulunur. Mizacına uygun görmediği için buradan da ayrılır. 1 Şubat 1904’te Orman ve Maâdin Nezareti'nde açılan bir imtihanı kazanarak defter-i kebîr kalemine kâtip tayin edilir. Yine aynı yıl Burhân-ı Terakkî ve Rehnümâ-yı Füyûzât adlı özel okullarda Farsça ve İslâm tarihi dersleri vermeye başladı. Meşrutiyetin ilânından sonra Rehber-i Vatan gazetesinin kurucuları arasında yer aldı. Nekregû dergisinde “Tâhir Safvet” imzasıyla mizahî yazılar yazar. Derginin kapanmasından sonra çıkan Nekregû ile Pişekâr’da yazmaya devam etti. Bir ara İttihat ve Terakki’ye girmişse de, daha sonra istifa etti. Beyânü’l-Hak, Sırât-ı Müstakîm ve Sebîlü’r-Reşâd’ta sürekli yazar. 14 Aralık 1909’da Dârü’ş-Şafakati’l–İslâmiyye’nin edebiyat ve kompozisyon öğretmenliğine tayin edilir. Burada 35 yıl öğretmenlik yapar. 1920’de Mahfil dergisini çıkarır. 20 Ağustos 1923-7 Aralık 1025 tarihleri arasında Fatih Camii’nde mesnevî dersleri verir. 1924’te İmam Hatip Mektebi’ne öğretmen olur. 1929’da Maltepe Askerî Lisesi edebiyat öğretmenliğine ve bu vazifede gösterdiği liyâkat dolayısıyla bir sene sonra, Ağustos 1931’de terfien Kuleli Askerî Lisesine naklolunur ve 10 yıl kadar orada görev yapar. Son memuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı Kütüphaneler Müdürlüğü Tasnif-i Kütüb Komisyonu azalığıdır. Burada, yazma dîvânları toplayan bir katalog hazırlamıştır. Beşiktaş’taki Mûsikî Mektebi’nde Türkçe derslerine girer. 1948’den sonra İslam Yolu adlı bir dergi çıkarır. 1951 yılında İstanbul’da vefat etti.
Edebiyat tarihçisi, hal tercümesi yazarı, araştırıcı Trabzonlu Hüsnü Efendi'den tefsir, hadis ve Farsça dersler aldı. Fransızca öğrendi. Kitâbetteki başarısından dolayı Sadâret Mektubî Kalemi'ne terfi etti. Namusu, fazileti, zekâsı, iyi kalpliliği, tok sözlülüğü, mütecessis hali, müşahede kabileyeti, mizah kudreti ve alınganlığıyla garip bir insandı. Eski eşyalara karşı sevgi dolu mizacı, ona önemli evrakların suretlerini çıkarttırmış, not ettirmiş, önemli olayları kaydettirerek yayımlatmış ve bu merakı, ilmi titizliği onu güvenilir kişi haline getirmiştir. Edebiyat, hal tercümesi, kitabiyat, tarih konularında pek çok araştırma yaptı, bazı konuları aydınlığa çıkaran makale ve kitaplar yazdı.
Mehmet Necmeddin Okyay, 1883'de İstanbul'da doğmuştur. Okuçuluğa olan ilgisi sebebiyle “Okyay” soy ismini aldı. İlk öğreniminden sonra Kasapzade Hafız Mehmed Efendi'nin yanında hıfza başlamıştır. Ravza-i Terakkî Mektebi'nde hat hocası Hasan Talat Bey'den rik'a, divani, celi divani yazılarını öğrenerek icazet aldı. Daha sonra Talat Bey'in de vasıtasıyla Bakkal Arif Efendi'den yazı meşk etmeye başlamıştır. Hattat Sami Efendi'den 1906'da talik, sülüs ve nesih yazılarından icazet almıştır. Üsküdar'daki Özbekler Tekkesi Şeyhi Edhem Efendi'den ebru sanatını öğrenmiştir. 1976 senesinde vefat etmiştir.
Hattat Hamid Aytaç'ın asıl ismi Şeyh Musa Azmi῾dir. Bu bakımdan ‴Azmi‴ imzalı bir çok yazısı vardır. Hamid, takma adı ile tanınmaktadır. Aytaç soyadını almıştır. 1891῾de Diyarbakır'da doğmuştur. Tuhfe-i Hattatin῾de adı geçen Hattat Amidi Diyarbakırlı Seyyid Adem Efendi torunlarından ZülfikarAğa῾nın oğludur. İlk öğrenimini sibyan mektebinde Diyarbakır meb῾usu Hoca Mustafa Akif Efendi῾den yapmıştır. Rüşdiye mektebinde Hoca Vahid Efendi῾den rika ve jandarma kolağalarından (önyüzbaşı) Ahmed Hilmi Efendi῾den sülüs yazıyı öğrenmiştir. Ayrıca Kavas-ı Sağır imamı Said Efendi῾den ve akrabasından hüsn-i hat hocası Abdüsselam Efendilerden de öğrenimini sürdürmüştür. Resme yetenekli olduğundan askerî rüşdiye resim ve Fransızca öğretmeni merhum ressam Ali Rıza Bey῾in öğrencisi ressam Hilmi Efendi῾den resim öğrenmiştir. 18 Mayıs 1982῾de vefat etmiş, vasiyeti üzerine Karacaahmet mezarlığında Şeyh Hamdullah῾ın yakınındaki kabrine, bir mirac kandili günü toprağa verilmiştir.
1898’de İstanbul’da doğan Halim Özyazıcı’nın asıl ismi Abdülhalim’dir. Esekapı İbtidai Mektebi’nde ve Aksaray Gülşen-i Maarif Rüşdiyesi’nde eğitim görmüştür. Gülşen-i Maarif Mektebi’nde Hattat Hamid Aytaç’tan rika, sülüs, nesih ve divani yazılarını meşketti. Rüşdiye’den mezun olduktan sonra, Sanayi-i Nefise Mektebi’ne kaydoldu. 1915’te ise Medresetü’l Hattatin’e geçti. Medresetü’l Hattatin’de ise Hasan Rıza Efendi ve Kamil Akdik’den sülüs, nesih, rika, Hattat Hulusi Efendi’den talik, İsmail Hakkı Altunbezer’den celi sülüs, Ferid Bey’den divani ve celi divani yazılarını meşk etmiştir. Divan-ı Hümayun kalemi ve Harbiye Nezareti’nde vazife alan Hattat Halim Efendi, 1924’te Bab-ı Ali’de bir yazıhane açmıştır. Hattat Halim Özyazıcı, 1946 senesinde Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne hat hocası olarak vazifelendirilmiştir. 1964’de vefat eden Hattat Halim Özyazıcı’nın kabir Kozlu Mezarlığı’ndadır.
Kat'ı sanatı bir kağıt veya deri üzerindeki yazıyı, motifi veya şekli oyup çıkartarak bir başka kağıt ya da deriye yapıştırmak suretiyle gerçekleştirilen bir süsleme sanatıdır. Kat'ı sanatına cilt kapaklarında, murakka kıtalarda ve el yazması eserlerde rastlanmaktadır. Kat'ı sanatı, Osmanlılarda 16. asırda gelişmeye başlamış Kanuni Sultan Süleyman döneminde parlak devrini yaşamıştır.
İnce bir mukavva üzerine eşit aralıklarla gerilmiş ipliklerden ibâret olan ve yazılacak kâğıdın altına konulup üstüne elle bastırılmak sûretiyle kâğıda çıkan çizgiler üzerinde düzgün yazı yazılmasını sağlayan âlettir. Sağ alt tarafında bir kırık bulunmaktadır.
İnce bir mukavva üzerine eşit aralıklarla gerilmiş ipliklerden ibâret olan ve yazılacak kâğıdın altına konulup üstüne elle bastırılmak sûretiyle kâğıda çıkan çizgiler üzerinde düzgün yazı yazılmasını sağlayan âlettir. Sağ alt tarafında bir kırık bulunmaktadır.
Eski kitapların, bilhassa Kur’ân-ı Kerim ciltlerinin sol kapağının kenarında bulunan ve okunmuş veya okunmakta olan yeri belli etmek için sayfalar arasına sokulabilen küçük kapak.
Emin Barın [ö. 1987], son devir hattat ve mücellitlerindendir. 1913'te Bolu'da doğan Emin Barın, hattat müzehhip ve mücellit Hafız Tevfik Efendi'nin oğludur. Güzel Sanatlar Akademisi'nde Türk Süsleme Sanatları Bölümü'nde Reisü'l Hattatin Kamil Akdik'den hat, Necmettin Okyay'dan klasik Türk ciltçiliği dersleri almıştır.
Emin Barın [ö. 1987], son devir hattat ve mücellitlerindendir. 1913'te Bolu'da doğan Emin Barın, hattat müzehhip ve mücellit Hafız Tevfik Efendi'nin oğludur. Güzel Sanatlar Akademisi'nde Türk Süsleme Sanatları Bölümü'nde Reisü'l Hattatin Kamil Akdik'den hat, Necmettin Okyay'dan klasik Türk ciltçiliği dersleri almıştır.
Emin Barın [ö. 1987], son devir hattat ve mücellitlerindendir. 1913'te Bolu'da doğan Emin Barın, hattat müzehhip ve mücellit Hafız Tevfik Efendi'nin oğludur. Güzel Sanatlar Akademisi'nde Türk Süsleme Sanatları Bölümü'nde Reisü'l Hattatin Kamil Akdik'den hat, Necmettin Okyay'dan klasik Türk ciltçiliği dersleri almıştır.
Emin Barın'ın meşhur istifinin ilk eskizlerinden olduğu anlaşılmaktadır. Emin Barın [ö. 1987], son devir hattat ve mücellitlerindendir. 1913'te Bolu'da doğan Emin Barın, hattat müzehhip ve mücellit Hafız Tevfik Efendi'nin oğludur. Güzel Sanatlar Akademisi'nde Türk Süsleme Sanatları Bölümü'nde Reisü'l Hattatin Kamil Akdik'den hat, Necmettin Okyay'dan klasik Türk ciltçiliği dersleri almıştır.
Emin Barın [ö. 1987], son devir hattat ve mücellitlerindendir. 1913'te Bolu'da doğan Emin Barın, hattat müzehhip ve mücellit Hafız Tevfik Efendi'nin oğludur. Güzel Sanatlar Akademisi'nde Türk Süsleme Sanatları Bölümü'nde Reisü'l Hattatin Kamil Akdik'den hat, Necmettin Okyay'dan klasik Türk ciltçiliği dersleri almıştır.
Emin Barın [ö. 1987], son devir hattat ve mücellitlerindendir. 1913'te Bolu'da doğan Emin Barın, hattat müzehhip ve mücellit Hafız Tevfik Efendi'nin oğludur. Güzel Sanatlar Akademisi'nde Türk Süsleme Sanatları Bölümü'nde Reisü'l Hattatin Kamil Akdik'den hat, Necmettin Okyay'dan klasik Türk ciltçiliği dersleri almıştır.
Doktor Ahmet Süheyl Ünver, Menbaü'l-İrfan Rüşdiyesi ve Mercan İdadisi'nde bitirdikten sonra 1915'de Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'ye başlamış fakat bir süre sonra ayrılmıştır. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni 1921 yılında bitirmiştir. Medresetü’l Hattatin’de ebru, tezhip, minyatür ve hüsn-i hat öğrendi. Ressam Hoca Ali Rıza’dan karakalem ve suluboya, Yeniköylü Nuri, İsmail Hakkı Altunbezer ve Tahirzade Hüseyin Efendi'den yazı meşk etmiştir. Süheyl Ünver eserini Newyork'ta iken imzalamıştır.
Doktor Ahmet Süheyl Ünver, Menbaü'l-İrfan Rüşdiyesi ve Mercan İdadisi'ni bitirdikten sonra 1915'de Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'ye başlamış fakat bir süre sonra ayrılmıştır. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni 1921 yılında bitirmiştir. Medresetü’l Hattatin’de ebru, tezhip, minyatür ve hüsn-i hat öğrendi. Ressam Hoca Ali Rıza’dan karakalem ve suluboya, Yeniköylü Nuri, İsmail Hakkı Altunbezer ve Tahirzade Hüseyin Efendi'den yazı meşk etmiştir.
1898’de İstanbul’da doğan Halim Özyazıcı’nın asıl ismi Abdülhalim’dir. Esekapı İbtidai Mektebi’nde ve Aksaray Gülşen-i Maarif Rüşdiyesi’nde eğitim görmüştür. Gülşen-i Maarif Mektebi’nde Hattat Hamid Aytaç’tan rika, sülüs, nesih ve divani yazılarını meşketti. Rüşdiye’den mezun olduktan sonra, Sanayi-i Nefise Mektebi’ne kaydoldu. 1915’te ise Medresetü’l Hattatin’e geçti. Medresetü’l Hattatin’de ise Hasan Rıza Efendi ve Kamil Akdik’den sülüs, nesih, rika, Hattat Hulusi Efendi’den talik, İsmail Hakkı Altunbezer’den celi sülüs, Ferid Bey’den divani ve celi divani yazılarını meşk etmiştir. Divan-ı Hümayun kalemi ve Harbiye Nezareti’nde vazife alan Hattat Halim Efendi, 1924’te Bab-ı Ali’de bir yazıhane açmıştır. Hattat Halim Özyazıcı, 1946 senesinde Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne hat hocası olarak vazifelendirilmiştir. 1964’de vefat eden Hattat Halim Özyazıcı’nın kabir Kozlu Mezarlığı’ndadır.
1898’de İstanbul’da doğan Halim Özyazıcı’nın asıl ismi Abdülhalim’dir. Esekapı İbtidai Mektebi’nde ve Aksaray Gülşen-i Maarif Rüşdiyesi’nde eğitim görmüştür. Gülşen-i Maarif Mektebi’nde Hattat Hamid Aytaç’tan rika, sülüs, nesih ve divani yazılarını meşketti. Rüşdiye’den mezun olduktan sonra, Sanayi-i Nefise Mektebi’ne kaydoldu. 1915’te ise Medresetü’l Hattatin’e geçti. Medresetü’l Hattatin’de ise Hasan Rıza Efendi ve Kamil Akdik’den sülüs, nesih, rika, Hattat Hulusi Efendi’den talik, İsmail Hakkı Altunbezer’den celi sülüs, Ferid Bey’den divani ve celi divani yazılarını meşk etmiştir. Divan-ı Hümayun kalemi ve Harbiye Nezareti’nde vazife alan Hattat Halim Efendi, 1924’te Bab-ı Ali’de bir yazıhane açmıştır. Hattat Halim Özyazıcı, 1946 senesinde Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne hat hocası olarak vazifelendirilmiştir. 1964’de vefat eden Hattat Halim Özyazıcı’nın kabir Kozlu Mezarlığı’ndadır.
1898’de İstanbul’da doğan Halim Özyazıcı’nın asıl ismi Abdülhalim’dir. Esekapı İbtidai Mektebi’nde ve Aksaray Gülşen-i Maarif Rüşdiyesi’nde eğitim görmüştür. Gülşen-i Maarif Mektebi’nde Hattat Hamid Aytaç’tan rika, sülüs, nesih ve divani yazılarını meşketti. Rüşdiye’den mezun olduktan sonra, Sanayi-i Nefise Mektebi’ne kaydoldu. 1915’te ise Medresetü’l Hattatin’e geçti. Medresetü’l Hattatin’de ise Hasan Rıza Efendi ve Kamil Akdik’den sülüs, nesih, rika, Hattat Hulusi Efendi’den talik, İsmail Hakkı Altunbezer’den celi sülüs, Ferid Bey’den divani ve celi divani yazılarını meşk etmiştir. Divan-ı Hümayun kalemi ve Harbiye Nezareti’nde vazife alan Hattat Halim Efendi, 1924’te Bab-ı Ali’de bir yazıhane açmıştır. Hattat Halim Özyazıcı, 1946 senesinde Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne hat hocası olarak vazifelendirilmiştir. 1964’de vefat eden Hattat Halim Özyazıcı’nın kabir Kozlu Mezarlığı’ndadır.
1898’de İstanbul’da doğan Halim Özyazıcı’nın asıl ismi Abdülhalim’dir. Esekapı İbtidai Mektebi’nde ve Aksaray Gülşen-i Maarif Rüşdiyesi’nde eğitim görmüştür. Gülşen-i Maarif Mektebi’nde Hattat Hamid Aytaç’tan rika, sülüs, nesih ve divani yazılarını meşketti. Rüşdiye’den mezun olduktan sonra, Sanayi-i Nefise Mektebi’ne kaydoldu. 1915’te ise Medresetü’l Hattatin’e geçti. Medresetü’l Hattatin’de ise Hasan Rıza Efendi ve Kamil Akdik’den sülüs, nesih, rika, Hattat Hulusi Efendi’den talik, İsmail Hakkı Altunbezer’den celi sülüs, Ferid Bey’den divani ve celi divani yazılarını meşk etmiştir. Divan-ı Hümayun kalemi ve Harbiye Nezareti’nde vazife alan Hattat Halim Efendi, 1924’te Bab-ı Ali’de bir yazıhane açmıştır. Hattat Halim Özyazıcı, 1946 senesinde Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne hat hocası olarak vazifelendirilmiştir. 1964’de vefat eden Hattat Halim Özyazıcı’nın kabir Kozlu Mezarlığı’ndadır.
1898’de İstanbul’da doğan Halim Özyazıcı’nın asıl ismi Abdülhalim’dir. Esekapı İbtidai Mektebi’nde ve Aksaray Gülşen-i Maarif Rüşdiyesi’nde eğitim görmüştür. Gülşen-i Maarif Mektebi’nde Hattat Hamid Aytaç’tan rika, sülüs, nesih ve divani yazılarını meşketti. Rüşdiye’den mezun olduktan sonra, Sanayi-i Nefise Mektebi’ne kaydoldu. 1915’te ise Medresetü’l Hattatin’e geçti. Medresetü’l Hattatin’de ise Hasan Rıza Efendi ve Kamil Akdik’den sülüs, nesih, rika, Hattat Hulusi Efendi’den talik, İsmail Hakkı Altunbezer’den celi sülüs, Ferid Bey’den divani ve celi divani yazılarını meşk etmiştir. Divan-ı Hümayun kalemi ve Harbiye Nezareti’nde vazife alan Hattat Halim Efendi, 1924’te Bab-ı Ali’de bir yazıhane açmıştır. Hattat Halim Özyazıcı, 1946 senesinde Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne hat hocası olarak vazifelendirilmiştir. 1964’de vefat eden Hattat Halim Özyazıcı’nın kabir Kozlu Mezarlığı’ndadır.
1898’de İstanbul’da doğan Halim Özyazıcı’nın asıl ismi Abdülhalim’dir. Esekapı İbtidai Mektebi’nde ve Aksaray Gülşen-i Maarif Rüşdiyesi’nde eğitim görmüştür. Gülşen-i Maarif Mektebi’nde Hattat Hamid Aytaç’tan rika, sülüs, nesih ve divani yazılarını meşketti. Rüşdiye’den mezun olduktan sonra, Sanayi-i Nefise Mektebi’ne kaydoldu. 1915’te ise Medresetü’l Hattatin’e geçti. Medresetü’l Hattatin’de ise Hasan Rıza Efendi ve Kamil Akdik’den sülüs, nesih, rika, Hattat Hulusi Efendi’den talik, İsmail Hakkı Altunbezer’den celi sülüs, Ferid Bey’den divani ve celi divani yazılarını meşk etmiştir. Divan-ı Hümayun kalemi ve Harbiye Nezareti’nde vazife alan Hattat Halim Efendi, 1924’te Bab-ı Ali’de bir yazıhane açmıştır. Hattat Halim Özyazıcı, 1946 senesinde Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne hat hocası olarak vazifelendirilmiştir. 1964’de vefat eden Hattat Halim Özyazıcı’nın kabir Kozlu Mezarlığı’ndadır.
1898’de İstanbul’da doğan Halim Özyazıcı’nın asıl ismi Abdülhalim’dir. Esekapı İbtidai Mektebi’nde ve Aksaray Gülşen-i Maarif Rüşdiyesi’nde eğitim görmüştür. Gülşen-i Maarif Mektebi’nde Hattat Hamid Aytaç’tan rika, sülüs, nesih ve divani yazılarını meşketti. Rüşdiye’den mezun olduktan sonra, Sanayi-i Nefise Mektebi’ne kaydoldu. 1915’te ise Medresetü’l Hattatin’e geçti. Medresetü’l Hattatin’de ise Hasan Rıza Efendi ve Kamil Akdik’den sülüs, nesih, rika, Hattat Hulusi Efendi’den talik, İsmail Hakkı Altunbezer’den celi sülüs, Ferid Bey’den divani ve celi divani yazılarını meşk etmiştir. Divan-ı Hümayun kalemi ve Harbiye Nezareti’nde vazife alan Hattat Halim Efendi, 1924’te Bab-ı Ali’de bir yazıhane açmıştır. Hattat Halim Özyazıcı, 1946 senesinde Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne hat hocası olarak vazifelendirilmiştir. 1964’de vefat eden Hattat Halim Özyazıcı’nın kabir Kozlu Mezarlığı’ndadır.
1898’de İstanbul’da doğan Halim Özyazıcı’nın asıl ismi Abdülhalim’dir. Esekapı İbtidai Mektebi’nde ve Aksaray Gülşen-i Maarif Rüşdiyesi’nde eğitim görmüştür. Gülşen-i Maarif Mektebi’nde Hattat Hamid Aytaç’tan rika, sülüs, nesih ve divani yazılarını meşketti. Rüşdiye’den mezun olduktan sonra, Sanayi-i Nefise Mektebi’ne kaydoldu. 1915’te ise Medresetü’l Hattatin’e geçti. Medresetü’l Hattatin’de ise Hasan Rıza Efendi ve Kamil Akdik’den sülüs, nesih, rika, Hattat Hulusi Efendi’den talik, İsmail Hakkı Altunbezer’den celi sülüs, Ferid Bey’den divani ve celi divani yazılarını meşk etmiştir. Divan-ı Hümayun kalemi ve Harbiye Nezareti’nde vazife alan Hattat Halim Efendi, 1924’te Bab-ı Ali’de bir yazıhane açmıştır. Hattat Halim Özyazıcı, 1946 senesinde Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne hat hocası olarak vazifelendirilmiştir. 1964’de vefat eden Hattat Halim Özyazıcı’nın kabir Kozlu Mezarlığı’ndadır.
1898’de İstanbul’da doğan Halim Özyazıcı’nın asıl ismi Abdülhalim’dir. Esekapı İbtidai Mektebi’nde ve Aksaray Gülşen-i Maarif Rüşdiyesi’nde eğitim görmüştür. Gülşen-i Maarif Mektebi’nde Hattat Hamid Aytaç’tan rika, sülüs, nesih ve divani yazılarını meşketti. Rüşdiye’den mezun olduktan sonra, Sanayi-i Nefise Mektebi’ne kaydoldu. 1915’te ise Medresetü’l Hattatin’e geçti. Medresetü’l Hattatin’de ise Hasan Rıza Efendi ve Kamil Akdik’den sülüs, nesih, rika, Hattat Hulusi Efendi’den talik, İsmail Hakkı Altunbezer’den celi sülüs, Ferid Bey’den divani ve celi divani yazılarını meşk etmiştir. Divan-ı Hümayun kalemi ve Harbiye Nezareti’nde vazife alan Hattat Halim Efendi, 1924’te Bab-ı Ali’de bir yazıhane açmıştır. Hattat Halim Özyazıcı, 1946 senesinde Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne hat hocası olarak vazifelendirilmiştir. 1964’de vefat eden Hattat Halim Özyazıcı’nın kabir Kozlu Mezarlığı’ndadır.
1898’de İstanbul’da doğan Halim Özyazıcı’nın asıl ismi Abdülhalim’dir. Esekapı İbtidai Mektebi’nde ve Aksaray Gülşen-i Maarif Rüşdiyesi’nde eğitim görmüştür. Gülşen-i Maarif Mektebi’nde Hattat Hamid Aytaç’tan rika, sülüs, nesih ve divani yazılarını meşketti. Rüşdiye’den mezun olduktan sonra, Sanayi-i Nefise Mektebi’ne kaydoldu. 1915’te ise Medresetü’l Hattatin’e geçti. Medresetü’l Hattatin’de ise Hasan Rıza Efendi ve Kamil Akdik’den sülüs, nesih, rika, Hattat Hulusi Efendi’den talik, İsmail Hakkı Altunbezer’den celi sülüs, Ferid Bey’den divani ve celi divani yazılarını meşk etmiştir. Divan-ı Hümayun kalemi ve Harbiye Nezareti’nde vazife alan Hattat Halim Efendi, 1924’te Bab-ı Ali’de bir yazıhane açmıştır. Hattat Halim Özyazıcı, 1946 senesinde Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne hat hocası olarak vazifelendirilmiştir. 1964’de vefat eden Hattat Halim Özyazıcı’nın kabir Kozlu Mezarlığı’ndadır.
1898’de İstanbul’da doğan Halim Özyazıcı’nın asıl ismi Abdülhalim’dir. Esekapı İbtidai Mektebi’nde ve Aksaray Gülşen-i Maarif Rüşdiyesi’nde eğitim görmüştür. Gülşen-i Maarif Mektebi’nde Hattat Hamid Aytaç’tan rika, sülüs, nesih ve divani yazılarını meşketti. Rüşdiye’den mezun olduktan sonra, Sanayi-i Nefise Mektebi’ne kaydoldu. 1915’te ise Medresetü’l Hattatin’e geçti. Medresetü’l Hattatin’de ise Hasan Rıza Efendi ve Kamil Akdik’den sülüs, nesih, rika, Hattat Hulusi Efendi’den talik, İsmail Hakkı Altunbezer’den celi sülüs, Ferid Bey’den divani ve celi divani yazılarını meşk etmiştir. Divan-ı Hümayun kalemi ve Harbiye Nezareti’nde vazife alan Hattat Halim Efendi, 1924’te Bab-ı Ali’de bir yazıhane açmıştır. Hattat Halim Özyazıcı, 1946 senesinde Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne hat hocası olarak vazifelendirilmiştir. 1964’de vefat eden Hattat Halim Özyazıcı’nın kabir Kozlu Mezarlığı’ndadır.
Hattat Hamid Aytaç'ın asıl ismi Şeyh Musa Azmi῾dir. Bu bakımdan ‴Azmi‴ imzalı bir çok yazısı vardır. Hamid, takma adı ile tanınmaktadır. Aytaç soyadını almıştır. 1891῾de Diyarbakır'da doğmuştur. Tuhfe-i Hattatin῾de adı geçen Hattat Amidi Diyarbakırlı Seyyid Adem Efendi torunlarından ZülfikarAğa῾nın oğludur. İlk öğrenimini sibyan mektebinde Diyarbakır meb῾usu Hoca Mustafa Akif Efendi῾den yapmıştır. Rüşdiye mektebinde Hoca Vahid Efendi῾den rika ve jandarma kolağalarından (önyüzbaşı) Ahmed Hilmi Efendi῾den sülüs yazıyı öğrenmiştir. Ayrıca Kavas-ı Sağır imamı Said Efendi῾den ve akrabasından hüsn-i hat hocası Abdüsselam Efendilerden de öğrenimini sürdürmüştür. Resme yetenekli olduğundan askerî rüşdiye resim ve Fransızca öğretmeni merhum ressam Ali Rıza Bey῾in öğrencisi ressam Hilmi Efendi῾den resim öğrenmiştir. 18 Mayıs 1982῾de vefat etmiş, vasiyeti üzerine Karacaahmet mezarlığında Şeyh Hamdullah῾ın yakınındaki kabrine, bir mirac kandili günü toprağa verilmiştir.
Hattat Hamid Aytaç'ın asıl ismi Şeyh Musa Azmi῾dir. Bu bakımdan ‴Azmi‴ imzalı bir çok yazısı vardır. Hamid, takma adı ile tanınmaktadır. Aytaç soyadını almıştır. 1891῾de Diyarbakır'da doğmuştur. Tuhfe-i Hattatin῾de adı geçen Hattat Amidi Diyarbakırlı Seyyid Adem Efendi torunlarından ZülfikarAğa῾nın oğludur. İlk öğrenimini sibyan mektebinde Diyarbakır meb῾usu Hoca Mustafa Akif Efendi῾den yapmıştır. Rüşdiye mektebinde Hoca Vahid Efendi῾den rika ve jandarma kolağalarından (önyüzbaşı) Ahmed Hilmi Efendi῾den sülüs yazıyı öğrenmiştir. Ayrıca Kavas-ı Sağır imamı Said Efendi῾den ve akrabasından hüsn-i hat hocası Abdüsselam Efendilerden de öğrenimini sürdürmüştür. Resme yetenekli olduğundan askerî rüşdiye resim ve Fransızca öğretmeni merhum ressam Ali Rıza Bey῾in öğrencisi ressam Hilmi Efendi῾den resim öğrenmiştir. 18 Mayıs 1982῾de vefat etmiş, vasiyeti üzerine Karacaahmet mezarlığında Şeyh Hamdullah῾ın yakınındaki kabrine, bir mirac kandili günü toprağa verilmiştir.
Sol üst köşesinde "Hamid Aytaç Hattı" notu bulunmaktadır. Hattat Hamid Aytaç'ın asıl ismi Şeyh Musa Azmi῾dir. Bu bakımdan "Azmi" imzalı bir çok yazısı vardır. Hamid, takma adı ile tanınmaktadır. Aytaç soyadını almıştır. 1891῾de Diyarbakır'da doğmuştur. Tuhfe-i Hattatin῾de adı geçen Hattat Amidi Diyarbakırlı Seyyid Adem Efendi torunlarından ZülfikarAğa῾nın oğludur. İlk öğrenimini sıbyan mektebinde Diyarbakır meb῾usu Hoca Mustafa Akif Efendi῾den yapmıştır. Rüşdiye mektebinde Hoca Vahid Efendi῾den rika ve jandarma kolağalarından (önyüzbaşı) Ahmed Hilmi Efendi῾den sülüs yazıyı öğrenmiştir. Ayrıca Kavas-ı Sağır imamı Said Efendi῾den ve akrabasından hüsn-i hat hocası Abdüsselam Efendilerden de öğrenimini sürdürmüştür. Resme yetenekli olduğundan askerî rüşdiye resim ve Fransızca öğretmeni merhum ressam Ali Rıza Bey῾in öğrencisi ressam Hilmi Efendi῾den resim öğrenmiştir. 18 Mayıs 1982῾de vefat etmiş, vasiyeti üzerine Karacaahmet mezarlığında Şeyh Hamdullah῾ın yakınındaki kabrine, bir mirac kandili günü toprağa verilmiştir.
Yozgat’ta doğdu, asıl adı Mehmed Said’dir. Şiirlerinde Fennî mahlasını kullandığı için daha çok bu isimle tanınmıştır. Tahsilini Yozgat’ta Demirli Medrese’de tamamladı. Daha öğrencilik yıllarında şiir ve edebiyatla meşgul olmaya başladı. Babası Kadızâde Hacı Sâdık Efendi ile devrin tanınmış devlet adamı ve şairlerinden Reîsülküttâb Âkif Paşa’nın yeğeni amcazadesi Ömer Râgıb Efendi’den Arapça, Farsça ve hat dersleri aldı. 1873’te Yozgat İdare Meclisi kâtipliğinde memuriyete başladı ve bu görevde uzun müddet kaldı. Bir süre Kayseri’de, daha sonra sırasıyla Boğazlıyan, İncesu, Kalecik, Yabanabad (Kızılcahamam) ve Sivrihisar’da çeşitli memuriyetlerde bulundu. Ardından Ankara’da vergi başkâtipliğiyle tahrirat kâtipliği yaptı. Bu sırada Ankara Valisi Âbidin Paşa’ya gönderdiği bir şiir dolayısıyla paşanın dikkatini çekince terfi ettirilip Ankara Valiliği İdare Meclisi başkâtipliğine getirildi. Bu görevde iken Ankara İdâdîsi’nde hat ve edebiyat, 1911’de de Ankara Erkek Öğretmen Okulu’nda hat dersleri verdi. Emekliye ayrıldıktan bir süre sonra 27 Ramazan 1336 (6 Temmuz 1918) tarihinde Ankara’da vefat etti; kabri Cebeci’deki Asrî Mezarlık’ta ise de yeri belli değildir.
Ebü'l Leys Semerkandi'nin fıkıh alanındaki asıl hocası “Küçük Ebû Hanîfe” diye meşhur olan Belhli Ebû Ca‘fer el-Hinduvânî’dir. Hanefî fıkhının yanı sıra hadis, kelâm ve tefsir alanında da tahsil gördü. Semerkant, Belh ve Buhara’dan başka Bağdat’a gitmiş ve orada Muhammed b. Muhammed b. Sehl en-Nîsâbûrî’den hadis rivayet etmiş, kendisinden Ali b. Ahmed er-Rezzâz nakilde bulunmuştur. İbn Cenk diye bilinen Semerkant Kadısı Halîl b. Ahmed es-Siczî, A‘meş diye meşhur olan Ebû Bekir Muhammed b. Saîd ve Ebû Bekir Muhammed b. Fazl el-Buhârî onun diğer hocaları arasında yer alır. Lokmân b. Hakîm b. Fazl ve Ebû Bekir Muhammed b. Abdurrahman et-Tirmizî yetiştirdiği öğrencilerden bazılarıdır. Ebü’l-Leys es-Semerkandî özellikle vaaz, nasihat ve ilmihal türündeki eserleri sayesinde İslâm dünyasında en çok tanınan âlimlerden biri olmuştur. Gerek telif ettiği gerekse şöhretinden dolayı kendisine izâfe edilen birçok eser Endülüs’ten Endonezya’ya kadar yayılmış ve asırlar boyunca İslâm dünyasının birçok bölgesinde müslüman toplumların İslâm anlayışlarını ve dinî hayatlarını derinden etkilemiştir. Eserleri çeşitli müslüman toplulukların dillerine çevrilen Ebü’l-Leys şöhretinin yayıldığı bölgelerde büyük bir velî olarak kabul edilmiş, kendisi için türbe ve makamlar inşa edilmiştir.