Cezası sonradan ‘müebbet hapis’e çevrildi. Bu cezayı Bakü’de çekmekte iken tifüse yakalandı. Buna rağmen trenle Rostov’a, bir ay sonra da, kışın, Sibirya’daki Arhangelsk’e götürüldü. Orada geçirdiği zorluklarla dolu bir yılın ardından, ailesinin düzenlettiği belgeler i le cezaevinden çıkarılarak Moskova’ya, oradan da ağabeysi ile Bakü’ye dönmesi sağlandı. Ancak Bakü’de kendisine yönelik tehlike sürüyordu. Bu yüzden bir pasaport sağlanarak İran’a kaçırıldı. Enzile’de bir bisiklet ve bir Rus haritası edinerek Türkiye’ye gitmek üzere yola çıktı. Bisiklet üzerinde bir ay süren, tehlikelerle dolu bir yolculuktan sonra önce Türkiye sınırına, ardından da Trabzon’a ulaştı. Ancak, Rusya’dan aldığı öğrenim belgeleri Türkiye’de geçerli sayılmıyordu. Bu yüzden, Türkiye’de iş bulması imkânsızdı. Bunun üzerine belgelerini kabul ederek ek öğrenim yapma imkânı bulabileceğini öğrendiği Almanya’ya gitmek zorunda kaldı. Orada Freiberg Dericilik Y. Okulundan ‘uzman’ sertifikası aldı. Ayrıca ünlü bir fabrikada staj yaptı.
1927’de Türkiye’ye döndü ve Istanbul’da Beykoz Deri Fabrikası’na girdi. Orada Türk işçilerine bilmedikleri birçok dericilik sırlarını öğretti. Ardından çalıştığı iki ayrı deri fabrikasında başarılı hizmetler yaptıktan sonra, 1934 ‘de Ankara’ya gitti. İlkin Elektrik İdaresinde kimyager olarak çalıştı; ardından Atatürk Orman Çiftliğinde karşılaştığı Atatürk, onun dericilik uzmanlığı yanıyla yakından ilgilendi ve Çiftlik’de bir deri fabrikası kurmasını istedi. Fabrika kuruldu ve başarılı hizmetler vermeğe başladı. Fakat Atatürk’ün hastalanmasından sonra çalışmalar, yersiz karışmalar yüzünden yürütülemedi ve fabrika 1937’de kapatıldı.
1938’de Aziz Alpaut için yeni bir öğrenim dönemi başladı. 1938-39’da Almanya’da kimya ihtisası yaptı. 1940’da girdiği A.Ü. Ziraat Fakültesi’ni ve 1941’de girdiği Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nin Rus Dili ve Edebiyatı kürsüsünü 1945’de bitirdi. Ziraat Fakültesi’nde başladığı doktora çalışmasını da 1952’de tamamladı. 1939-54’de Ziraat Fakültesi’nde asistan olarak çalıştı. O arada uzun yıllar Kara Harp Okulu’nda Rusça öğretmenliği yaptı. 1954’de atandığı Tarım Bakanlığı uzman müşavirliğinden, 1960’da -yaş haddi dolayısıyla- emekli oldu. Emeklilik yıllarında Türk Ocağı çalışmalarına katıldı. Rahmetli Alparslan Türkeş’in genel başkan olmasından sonra, 1965 yılından başlayarak, siyasetle de ilgilendi ve MHP’de önemli görevler aldı.