Lot : 239
Kategori : Efemera
Bağdat Valisi ve Altıncı Ordu Kumandanı Halil Kut'un Kut'ül Amare Savaşı sırasında orduya yazdığı mesaj, Bir Osmanlı Zabitinin Son Nefesi, 1332 tarihli Osmanlıca, 21x28cm

Tarihte Kût'ül-Amâre kahramanı olarak bilinen Halil Kut 1882 İstanbul doğumludur. Harp Akademisi'nde Mustafa Kemal ile sınıf arkadaşıydı. 1905 yılında Harp Akademisi'nden Mümtaz Yüzbaşı rütbesiyle mezun oldu. İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin 117 (17) numaralı üyesi oldu. II. Meşrutiyet ve 31 Mart İsyanı arası dönemde İran'daki hürriyet hareketine desteğe gönderildi. 23 Ocak 1913 tarihindeki Bâb-ı Âli Baskını'ndan sonra İstanbul Merkez Komutanlığı'na atandı.

19 Nisan 1916 tarihinde Müşir Colmar von der Goltz Paşa, Bağdat'ta bulunan karargâhında tifüsten ölünce, genç yaşta olmasına rağmen Mirliva Halil Paşa 6. Ordu komutanlığına atandı. 29 Nisan 1916 tarihinde Irak Cephesi'nde Kût'ül-Amâre kasabasında General Charles Townshend komutasındaki İngiliz ordularını esir aldı. İngiliz General, Kut'ta yaşanan açlıktan dolayı diğer 4 general, 481 subay ve 13100 er ile birlikte teslim oldu.

Enver Paşa'nın kendisinden bir yaş küçük amcasıdır. 1934 yılında Soyadı Kanunu'nun çıkmasından sonra Mustafa Kemal Atatürk tarafından Kût'ül-Amâre Zaferi nedeniyle "Kut" soyadı verildi.

Lot Detayları

“27 Mart 332 tarihinde Felâhiye Muharebesi’nde boğazından ağır bir yara alan 9. Alay yaveri olup mezkûr harpte kendi alayından bir bölüğe kumanda eden Dersaadet’li Mülâzım-ı Evvel Muzaffer Efendi hayat-ı sa’yînin son dakikalarında olduğunu görünce kemâl-i  i’tidâl ile son vazifesini îfâya başlamış ve tekellüme muktedir olmadığı cihetle cebinde bulduğu boş bir mektup zarfı üzerine kurşun kalemle evvela  “Kıble ne taraftadır?” diye yazarak sebil-i rahmeti sormuş, göstermişler, hûn-i hamiyet ve fazilete bulanan ak yüzünü, pâk nâsiyesini, ikmâl-i vazife edenlere mahsus güzellikle huzur-i Peygamberî’ye tevcih eylemiş ve kalbindeki nûr-ı şehâdeti lisânen izhâra kudret-yâb olamadığı cihetle kana boyanan o zarfın ortasına celî bir hatla kelime-i şehâdeti yazmış sonra bu büyük asker bölüğüne karşı son sözünü söylemek isteyerek aynı zarfın üç yerine “Bölük intikamımı alsın!” cümlesini kaydetmiş  ve ikisini imzalamış, üçüncüsünü imzalamadan ikmâl-i enfâs eylemiş, yani artık işe yaramayan kalıbını atmış silah arkadaşlarının safları önünde Uçmak Bölüğüne kanat açarak sâye-bahş olmak için yükselmiştir. Bu şehidin ruhunu Fatihalarla selamlayalım ve dâima temennî edelim ki Cenab-ı Hakk rûh-i pür-fütûh-i şühedânın şefaat ve muâvenetine cümleyi mazhar buyursun.


Muzaffer Efendi’nin berat-ı fazileti ve bir Osmanlı Zâbiti’nin numûne-i maneviyâtı olan o kanlı beyaz zarf Askerî Müzesi’ne gönderilmiştir. Osmanlı evlât ve ahfâdı maneviyatına bir sermaye-i cevher ve kıymetdâr bir miras olacaktır.

Phebus Hakkında
“Phebus Müzayede Evi, alıcılar ve satıcıları online ortamda bir araya getiren bir açık artırma platformudur.”
Bizi Takip Edin
Copyright © 2020 PHEBUS Müzayede