“27 Mart 332 tarihinde Felâhiye Muharebesi’nde boğazından ağır bir yara alan 9. Alay yaveri olup mezkûr harpte kendi alayından bir bölüğe kumanda eden Dersaadet’li Mülâzım-ı Evvel Muzaffer Efendi hayat-ı sa’yînin son dakikalarında olduğunu görünce kemâl-i i’tidâl ile son vazifesini îfâya başlamış ve tekellüme muktedir olmadığı cihetle cebinde bulduğu boş bir mektup zarfı üzerine kurşun kalemle evvela “Kıble ne taraftadır?” diye yazarak sebil-i rahmeti sormuş, göstermişler, hûn-i hamiyet ve fazilete bulanan ak yüzünü, pâk nâsiyesini, ikmâl-i vazife edenlere mahsus güzellikle huzur-i Peygamberî’ye tevcih eylemiş ve kalbindeki nûr-ı şehâdeti lisânen izhâra kudret-yâb olamadığı cihetle kana boyanan o zarfın ortasına celî bir hatla kelime-i şehâdeti yazmış sonra bu büyük asker bölüğüne karşı son sözünü söylemek isteyerek aynı zarfın üç yerine “Bölük intikamımı alsın!” cümlesini kaydetmiş ve ikisini imzalamış, üçüncüsünü imzalamadan ikmâl-i enfâs eylemiş, yani artık işe yaramayan kalıbını atmış silah arkadaşlarının safları önünde Uçmak Bölüğüne kanat açarak sâye-bahş olmak için yükselmiştir. Bu şehidin ruhunu Fatihalarla selamlayalım ve dâima temennî edelim ki Cenab-ı Hakk rûh-i pür-fütûh-i şühedânın şefaat ve muâvenetine cümleyi mazhar buyursun.
Muzaffer Efendi’nin berat-ı fazileti ve bir Osmanlı Zâbiti’nin numûne-i maneviyâtı olan o kanlı beyaz zarf Askerî Müzesi’ne gönderilmiştir. Osmanlı evlât ve ahfâdı maneviyatına bir sermaye-i cevher ve kıymetdâr bir miras olacaktır.