Sami Efendi´nin talebesi ve dostu Nazif Efendi...
Osmanlı dönemi baskısı, Mehmed Nazif Efendi ketebeli, celi talik yazı, "Yâ rab beni dûr eyleme evlâd-ı Ali´den", 1320, 45x36 cm...
Hat, döneminin baskı hattı olup süslemeleri elle yapılmıştır.
Mehmed Nazif Bey, Enderûn-ı Hümâyun’daki tahsiline devam ederken sarayın Hırka-i Saâdet Dairesi imamlarından hattat Hâfız Abdülehad Vahdetî Efendi’den sülüs ve nesih yazılarını meşkederek on altı yaşında icâzet aldı. Daha sonra Hasan Rızâ Efendi’nin tavassutuyla Sâmi Efendi ile tanışarak kendisinden ta‘lik, divanî, celî divanî yazmasını ve tuğra çekmesini öğrendi. Sâmi Efendi, Nazif Bey gibi müstesna bir kabiliyeti tanıdıktan sonra kendisine birikimini şevkle aktarmaya başladı. 1892’de dostu Çarşambalı Ârif Bey’in ölümüyle sarsılan Sâmi Efendi onun yerine Nazif Bey’i koyarak, “Allah Ârif’i aldı, yerine Nazif’i verdi” sözleriyle teselli aradı. Nazif Bey de hem hocası hem arkadaşı olan Sâmi Efendi’nin kendisine tesirini, “Ben ona mülâki olduktan sonra esrâr-ı hatta vukuf peydâ ettim” diyerek anlatmış, 1907’de Sâmi Efendi’den ta‘lik icâzetnâmesi alan gençlerin yanı sıra beş asırlık icâzet geleneğini bozmamak maksadıyla altmış yaşından sonra Sâmi Efendi’den ta‘lik icâzeti almıştır.