İstanbul'dan Keşan'a sürgün edilen Keçecizade İzzet Molla'nın, yaklaşık bir yıl süren sürgün hayatını anlattığı mesnevisidir. 1823-1824 yılları arasında kaleme alınan eser, her ne kadar mesnevi olarak adlandırılsa da, mesnevilerin genelgeçer biçim özelliklerinden farklı yenilikler barındırır. Mesnevilerde görülmeyen gerçekçi tasvirler, kronolojik olay örgüleri ve gerçek zaman, mekan ve şahıs dizini, onu döneminde kaleme alınan diğer mesnevilerden ayırır. Bu özelliğiyle, edebiyatımızda kurmaca sergüzeştlerden, hatıratlara geçişin öncüsü niteliğindedir.