Türkçe´de çay ile ilgili ilk ciddi eseri, çaya olan aşırı düşkünlüğü sebebiyle adı ´Çaycı´ya çıkan Hacı Mehmed İzzet Efendi verdi ve bugün ´Çay Risalesi´ veya ´İzzet Efendi Risalesi´ diye bilinen eserini kaleme aldı. İzzet Efendi 1819´da Edirne´de doğdu. İstanbul´a gelerek devlet hizmetine girdi. Hicaz vali vekilliği, Suriye merkez mutasarrıflığı ve Basra Valiliği gibi çeşitli memuriyetlerde bulundu. En son vazifesi olan Adana valiliği görevi ise çaya olan merakından dolayı saray tarafından ´lutfen´ verildi. Bu çay meraklısını tanıyıp hatıralarında ondan bahsedecek olanlar, İzzet Efendi´nim idareyle yahut valilikle hiçbir alákasının olmadığından yakınacak, ´ziyaretine gelenleri makam odasında bizzat yaktığı büyükçe semaverinden eliyle çay ikram ettiği´ni biraz tatlı biraz da şikáyetçi bir tavırla nakledeceklerdi. 1879´da, İstanbul´da 81 sayfalık bir ´Çay Risalesi´ bastırdı. 1844 yılından beri çayla içiçe olduğunu ve çayı bizzat yetiştirdiğini yazıyor, çayın adının nereden geldiğinden ve hangi dillerde çayla ilgili ne gibi yayınların bulunduğundan tutun, yeşil çayın sıkça esneme ve ağız kamaşması yaptığına, ´kalbe heyecan, uzuvlara titreme, vücuda zaafiyet´ verdiğine ve sütlü çay içme ádetinin nereden geldiğine kadar çay hakkında birbirinden garip konudan bahsediyordu. Ancak o dönem Türkiye´sinde çayı sadece meraklıları tanırdı. Yıldız Sarayı´nın limonluğunda, Boğaziçi´nde Azeryan Efendi´nin yalısında, Büyükdere´deki Orman Mektebi´nde ve İstanbul Tıp Fakültesi´nin bahçelerinde Nebatat bahçelerinde sadece merak yüzünden çay yetiştirilirdi.
Lot : 162
Kategori :
Kitap
ÇAY RİSALESİ, 1878, Mükellefzade Rıza Efendi Matbaası, İstanbul, 16x23 cm...
Ebru kapaklı yeni cildinde... Seyyid Mehmed İzzet tarafından yazılmıştır. Çayın doğuşu, yetiştiği coğrafyalar, faydaları, çay çesitleri, çayın pisirme yöntemleri hakkında birçok bilgiyi okuyucuya sunuyor. Alıntılar: -Çay ikinci derecede tıbbî maddedir. Bundan dolayı vücut için ilaçtır. Muhallildir (maraz eseri olan yumurtaları küçültür). Müsehhindir (ısıtıcı), müzevvibdir (eriten, eritici), hâzımdır (hazmettirici), mukavvîdir (takviye eden, kuvvet veren), mürevvih-i ervahtır (ruhları rahatlatıcı). Çaya müdâvemet reng-i insaniye hamret-i (kırmızılık) latife verir ve nermeder, yani yumuşatır ve kalp ve dimağ ve mide ile ciğere kuvvet bahşeyler ve taam iştiha getirdiği gibi hazmettirir. Kabza karşı ilaçtır. Kulunç, sill (göğüs hastalığı), surfe (kurtçuk) ve nefes darlığına iyi gelir. Arslan yaraları da çayla yıkanır ve yaralıya çay içirilir.